| İki hafta önce geldim ve arka taraftaki barikatı kırdım. İşte buradaki işimiz bu. | Open Subtitles | منذ أسبوعين، جئت هنا وعطلت الحاجز الخلفي |
| Silah ve maden taşıtı toplayıp kurdukları barikatı aşabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نجمع بعض الأسلحة و السيارات و ندمر هذا الحاجز. |
| Zombiler her an o barikatı aşabilirler. | Open Subtitles | هؤلائك الزومبي على وشك العبور من ذلك الحاجز |
| Kumanda, barikatı 288'in üzerine, 80 km. kadar kuzeye koyun. | Open Subtitles | القيادة، ضع حاجز الطريق على 288، حوالي 50 ميل شمالاً |
| - Bütün güçleriyle tren şoförünün kabinine nişan almalarını istiyorum. - Efendim, orada bir inşaat barikatı var. Sanırım treni turdurabilir. | Open Subtitles | يوجد حاجز على طريقهم أستخدمة حتى نوقف القطار |
| Bu demek oluyor ki barikatı aşıyorlar. | Open Subtitles | هذا يعني أنها تخطت الحواجز يا إلهي |
| Buraya yol barikatı koyun. Biz 2. Caddeyi kapatacağız. | Open Subtitles | أقم حواجز الطرق هنا سوف نغلق خلال ثانيتين |
| Doğuya doğru ilerlemeye devam edersek yola kurdukları barikatı geçmiş oluruz. | Open Subtitles | .. أعتقد إذا إستمرينا في التوجه شرقاً سنكون على الجانب الآخر من الحاجز |
| öndeki tanktan bir asker ''Bu barikatı yoketmek için mutlak emir aldık. | TED | ثم قال الجندي من على الدبابة في المقدمة "لدينا أوامر غير مشروطة لتدمير هذا الحاجز. |
| - İnanmayacaksınız ama para treni barikatı delip geçti. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تصدق هذا القطار كسر الحاجز |
| Görünen o ki Wormus arabasıyla barikatı kırıp açık köprüden aşağı düşmüş. | Open Subtitles | يظهر ورموس قاد سيارته خلال الحاجز... ومن جسر متحرك إلى النهر. |
| Yani, önümüzdeki barikatı yıkıp geçmek zorundayız. | Open Subtitles | مما يعني أنه يجب أن نحطم هذا الحاجز |
| barikatı yıkanlar, Tedford Köprüsü'nün güneyinde 86. kilometre civarında trenden atladılar. | Open Subtitles | الرجال الذين أخترقوا الحاجز قفزوا من القطار القطار الأن قرب الموقع 54 " جنوب جسر " تيد قورد |
| Moriyama, barikatı indirebilirsin. | Open Subtitles | مورياما ، تستطيعين اخفاض الحاجز |
| Yaralılara yardım edip barikatı onarın. | Open Subtitles | قوموا برعاية الجرحى و إصلاح الحاجز. |
| Şimdi izin verirsen önümde bir aynasız barikatı, peşimde de bir ordu dolusu kötü kalpli hindi var. | Open Subtitles | الآن ، أنت ستعذريني، أصبح لدي حاجز طرق أمامي وجيش الديك الرومي الشريرِ على ذيلي |
| Babam gerçeği öğrenir diye korkup aramıza polis barikatı koydu. | Open Subtitles | إنها مرعوبه من معرفة أبي للحقيقه لذلك لقد جعلت حاجز الشرطه بيننا |
| Mosholu anayolu çıkışından geç, acil durum barikatı göreceksin. | Open Subtitles | لكن لا تاخذى مخرج ماوشولو يوجد بعده حاجز للطوارئ |
| Bizim arabalarımızdan biriyle barikatı yıktılar. | Open Subtitles | تحطم خلال أحد الحواجز في واحدة من سياراتنا! |
| barikatı indirdiler. Şimdi ne yapacağız? | Open Subtitles | الفتى أنزل الحواجز ماذا نفعل الآن؟ |
| barikatı açmalarını söyleyin! | Open Subtitles | قل لهم بأن يزيلوا الحواجز من الطريق |
| barikatı zamanında kuracaklarını hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | هذا ان وضعو حواجز الان , اشك في ذلك وان قامو بذلك |