| Öyleyse Bay Solloway, planınız yakın gelecekte şehre dönmek? | Open Subtitles | الان سيد سولواي.. خطتك هي ان ترجع للمدينه في المستقبل القريب؟ |
| Bay Solloway şehirden takriben 60 mil uzakta tek odalı bir kulübede yaşamayı seçmiştir. | Open Subtitles | وأولادها الاربعه من ذلك الحين سيد سولواي اختار أن يعيش في كوخ من غرفه واحده يبعد 60 ميلاً عن داخل المدينه |
| Bay Solloway aynı zamanda yalnız yaşadığını da iddia etti. | Open Subtitles | ولكن لِنُكمل سيد سولواي إدّعى ايضا في وجود الوسيط، وبشكل موثق |
| Bu iki ya da üç yatak odalı dairede Bay Solloway yalnız yaşamayı mı planlıyor? | Open Subtitles | هل سيد سولواي خطط لأن يعيش لوحده؟ في هذه الغرفتين او الثلاث؟ |
| O zaman Bay Solloway'in, kardeşinizi öldürebileceğini düşündünüz mü? | Open Subtitles | في ذاك الوقت، هل ظننت أن السيد سولواي كان قادرًا على قتل أخيك |
| Eğer Bay Solloway'in bir yorumu varsa, ...belki de bunu mahkeme ile paylaşmak isteyebilir. | Open Subtitles | اذا كان سيد سولواي لديه تعليق ربما يريد أن يشاركه معنا؟ |
| Bu sabah duyduklarımdan, çocuklarınızın ihtiyaçları Bay Solloway, ...en azından son bir yıldır sizin için ön planda değil. | Open Subtitles | اعتمادًا على كل شيء سمعته هذا الصباح احتياجات اطفالك سيد سولواي لم تكن من أولوياتك |
| Scott, Bay Solloway'in genç kızını hamile bırakmıştı. | Open Subtitles | سكوت جعل إبنه سيد سولواي المراهقه حامل.. |
| Baldızımın çok fazla vaktinizi almasına izin vermeyin Bay Solloway. Çok konuşur o. | Open Subtitles | لا تدع زوجت أخي تحتكر الكثير من وقتك يا سيد (سولواي), فإنها ثرثارة. |
| Bay Solloway, sessiz kalma hakkına sahipsiniz. | Open Subtitles | سيد سولواي.. لك الحق في التزام الصمت |
| Bay Solloway, çocuklarınızın ortak velayetini istiyorsunuz, doğru mu? | Open Subtitles | سيد سولواي.. تريد الحضانه المشتركه |
| - Bay Solloway... Bu kalkışmayı bir cinayet girişimi olarak görüyoruz. | Open Subtitles | سيد (سولواي)، إننا نتعامل مع هذا الهجوم على أنه محاولة قتل |
| Neden onun tecrübesini kötülediniz, Bay Solloway? | Open Subtitles | لماذا كان عليك تشويه تجربتها يا سيد (سولواي)؟ |
| Peki, Bay Solloway. İşiniz olsun. Kimseye bulaşmayın. | Open Subtitles | حسن يا سيد (سولواي) ابق موظفاً ولا تغضب أحداً |
| Bitmek üzere Bay Solloway. Biraz daha kalın lütfen. | Open Subtitles | تقريبًا يا سيد (سولواي)، ابق معي لمدة أطول قليلًا فحسب. |
| Bay Solloway, "Son" isimli bir mekan biliyor musunuz? | Open Subtitles | سيد (سولواي), أتعرف مكان يُدعى "النهاية"؟ |
| Bay Solloway, geldiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | سيد سولواي شكراً لمجيئك |
| Hayatta olduğunuz için şanslısınız Bay Solloway. | Open Subtitles | أنت محظوظ أنك بقيت على قيد الحياة يا سيد (سولواي) |
| Bay Solloway gelemedi mi? | Open Subtitles | اذا.. السيد سولواي لم يستطع القدوم؟ |
| Bay Solloway, merhaba. Bayan Solloway, merhaba. | Open Subtitles | مرحباً أيها السيد (سولواي) أهلاً بالسيدة (سولواي) |
| Bay Solloway'e bakmıştım. | Open Subtitles | أنا ابحث عن السيد سولواي |