| 60 yaşındasın. Her hafta yolculuk etmeni bekleyemezler. | Open Subtitles | إنهم لا يمكن أن يتوقعوا منك أن تظل تقود كل إسبوع |
| Sen yeni gelinsin. Bundan daha önce dönmeni bekleyemezler. | Open Subtitles | أنتِ عروس ولن يتوقعوا رجوعكِ قبل ذلك الوقت |
| Servetiniz çalınırken, sessiz oturmanızı bekleyemezler. | Open Subtitles | لا يتوقعوا منكِ ان تصمتي.. وتشاهدي ثروتك تأخذ منك. |
| Boş boş oturmamızı bekleyemezler. | Open Subtitles | لا يتوقعون منا أن نتراجع ولا نقوم بأي شيء |
| Büyücülük suçlamasının mahkemede işe yaramasını bekleyemezler. | Open Subtitles | لا يتوقعون تهمة السحر هذه لتبقى في المحكمة |
| -Bunlar gerçekten önemli müşteriler, bekleyemezler | Open Subtitles | - هؤلاء هم عملاء مهمّون فعلاً لا يمكن أن ينتظروا . - سوف يقومون ب ... |
| Sonuçta hem makineyi kontrol edip hem de sabahki o yoğunlukla başa çıkmamı bekleyemezler, değil mi? | Open Subtitles | أعني، لا يمكن أن يتوقعوا مني مراقبة الآلة والتعامل مع زحام الصباح، صحيح؟ |
| Öylesine çıkagelip ilaç bekleyemezler! | Open Subtitles | ليس بوسعهم الوصول دون سبق إعلان عن هذا و ان يتوقعوا العلاج |
| Boş boş oturmamızı bekleyemezler. | Open Subtitles | لا يتوقعون منا أن نتراجع ولا نقوم بأي شيء |
| İzninizle. - Bugün çalışmanı bekleyemezler. | Open Subtitles | -لايمكن أن ينتظروا منك العمل اليوم |