| - Belki siz aç değilsiniz ama içinizdeki ufaklık açlıktan ölüyor olmalı. | Open Subtitles | ربما أنت لست، ولكن هذا الشخص قليلا داخل يجب أن يتضورون جوعا. |
| Belki siz Doktor, Tedaviyi üstlenmek ister misiniz? | Open Subtitles | ربما أنت يا دكتورة تتلطفين وتتولي الأمر؟ |
| Belki siz onu engelliyordunuz, onun sizi engellediği gibi. | Open Subtitles | ربما أنت تشدينه للوراء بنفس الطريقة التي يشدك به هو للوراء |
| Belki siz doğru zamanda doğru yerde "Yeter artık" diyecek insanlarsınızdır. | Open Subtitles | ربما أنتم الأشخاص المناسبين بالوقت المناسب وحان الوقت تقولون كفى عبثاً. |
| - Belki siz de Neddy Amcayı kendi resmini çizmeye ikna edebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تجعلي العم نيدي يرسم واحدة لنفسه بدلاً منها |
| Belki siz İrlandalılar bu şekilde çalışırsınız, ama ben asla bir kardeşimi gammazlamam. | Open Subtitles | لعلكم أيها الإيرلنديون تفعلون هذا، لكنني لن أشي بأخٍ لي أبداً. |
| Belki siz dışarıda insanların neden birbirlerine sinyal gönderdiklerini açıklayabilirsiniz? | Open Subtitles | ربما يمكنكم تفسير، لماذا يوجد رجال يرسلون إشارات لبعضهم بالخارج |
| Baksanıza, Belki siz de sonra çimenlikte sevişebilirsiniz. | Open Subtitles | أنصتوا، ربما يمكنكما التضاجع على العُشب لاحقًا |
| Belki siz doğru şekilde yapmayı... başarırsınız. | Open Subtitles | ربما أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ هو... ... الطريقالصحيح. |
| Belki ben, Belki siz, belki de şurada oturan belediye başkanı Adams. | Open Subtitles | ربما أنا ، ربما أنت ، ربما السيد "أدامز" هناك |
| - Bilmiyorum. Belki siz bana söylersiniz. | Open Subtitles | لا أعلم ربما أنت تخبرينى |
| Belki siz hiçbir zaman başaramayacaksınız. | Open Subtitles | ربما أنت ما عنيت للنجاح. |
| Belki siz ve birimleriniz biraz sahip çıkar ve biraz daha fazla çalışabilirsiniz | Open Subtitles | وها هم يبيعون أرواحهم ليلاً ونهاراً عبيد "اوكتوبوس" وسمومه ربما أنت ورجالك بحاجة لهذا الهوس "دولان" ربما أنت ورجالك يمكنكم العمل أكثر من هذا |
| Belki siz doğru zamanda doğru yerde "Yeter artık" diyecek insanlarsınızdır. | Open Subtitles | ربما أنتم الأشخاص المناسبين بالوقت المناسب وحان الوقت تقولون كفى عبثاً. |
| Belki siz işinizi yapıyorsunuz? Ama benimkini neden engelliyorsunuz? | Open Subtitles | ربما أنتم تقوموا بعملكم، لكن لماذا تقوموا بمنعي عن أداء عملي؟ |
| Çünkü yürürsem ayağım daha kötü olabilir, düşündümde belki... siz yürüme işini yapın ben de içme işini. | Open Subtitles | لأن ساقي تؤلمني فقط إذا مشيت كثيراً. ربما يمكنك أن تمشي و أنا يمكنني أن أشرب. |
| Belki siz bu topallayan serserinin üstesindne gelirsiniz! | Open Subtitles | ربما يمكنك الحصول على ارتفاع للخروج من هذا المخنث يعرج. |
| Belki siz, önerilerinizi ana hatlarıyla belirtme nezaketinde bulunursunuz ben de onları, elimden gelen en iyi şekilde değerlendiririm. | Open Subtitles | لعلكم تتفضلون بإختصار مقترحاتكم و سأعطيها افضل إعتبار |
| Aslında Belki siz onu bir şekilde etkileyebilirsiniz, ben yapamadım. | Open Subtitles | كنت فعلا أرجو أنه ربما يمكنكم أنت أن تغيروا رأيه بطريقة لا أقدر عليها |
| Bir süredir pek öyle değil gerçi ama Belki siz bunu değiştirebilirsiniz. | Open Subtitles | ولكنه لم يعد كذلك في الآونة الأخيرة ولكن... ربما يمكنكما تغيير ذلك |