| Belli değil. Geniş bir veri ağı olmadığı için gözden kaçan noktalar var. | Open Subtitles | هذا غير واضح ، بدون تلك المعلومات ، الأمر مازال مُبهماً بالنسبة لي |
| Arıtma sistemindeki suyun ona faydası olup olmadığı henüz Belli değil. | Open Subtitles | سواء الماء الغير الملوّث من مياه المجاري النظام يساعده حتى في كل غير واضح. |
| Sayın seyirciler, son yılların en kanlı cinayet zincirinin hangi amaçla yapıldığı hâlâ Belli değil. | Open Subtitles | السبب وراء واحدة من أكثر المجازر دموية في السنوات الأخيرة مازال غير معروف |
| Bu noktada, bu zarfların nereden geldiği tam Belli değil. | Open Subtitles | و حتى هذا الوقت ليس واضحاً مصدر هذه المغلفات |
| Bir dahaki bağlantının zamanı Belli değil. Bekleyecek misiniz? | Open Subtitles | موعد الاتصال التالي غير مؤكد هل ستبقي منتظرا؟ |
| Nasıl olmuş Belli değil ama geçmiş. | Open Subtitles | ليس واضحا كيف، ولكن مر |
| Ne kadar miktarda virüsün serbest bırakıldığı ya da kaç kişiye bulaştığı henüz Belli değil. | Open Subtitles | غير واضح حتى الآن كمية الفيروس التى اُطلقت أو كم شخص تعرضوا له |
| Ayinin kaynağı Belli değil, ama mısra açıkça dans ederek yaşamın kutlanmasını tasvir ediyordu. | Open Subtitles | هو مصدره غير واضح ولكن الشعر كان بوضوح المقصود به احتفال بالحياة |
| Neler olduğu hala tam olarak Belli değil. | Open Subtitles | لايزال ماحدث غير واضح تماما لقد تم إطلاق النار بالتأكيد |
| - Belli değil efendim. Uçuş rotalarını belirlemeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | ذلك غير واضح يا سيدي، نحن نحاول تأكيد مسارهما الآن. |
| - Bu Belli değil. - Burada bir casusdan mı bahsediyoruz? | Open Subtitles | السبب غير معروف هل تتحدث عن عميل أو شئ من هذا القبيل ؟ |
| Belli değil, kurtarma ekibi yolda. | Open Subtitles | غير معروف ، افراد طاقم الإنقاذ في الطريق |
| Belli değil ancak onunla buluşursan onay verip ittifak kurmasına karar verirsen.. | Open Subtitles | الامر ليس واضحاً,لكن لو التقيتي به وافقتي وقررتي العمل بهذا الزواج, |
| Belli değil. Torres'i dondurduğunda, onun buzlarını çözecek revirimiz vardı. | Open Subtitles | غير مؤكد عندما جمد توريس ساعدت العيادة فى تذويبه |
| Onları neden öldürdüğü Belli değil. | Open Subtitles | ليس واضحا لما قتلهم. |
| Valla işte haber bekliyorum ya. Daha Belli değil. | Open Subtitles | والله انتظر الرد لم يتضح بعد |
| Dışarıda kurallar Belli değil diyorum, içeri de bellidir. | Open Subtitles | ما أقوله هو أنّ القوانين غير محددة في الخارج أمّا في السجن.. |
| Hasara dair raporlar henüz Belli değil ama öğrendiğimiz kadarıyla Los Angeles, Washington ve New York yok oldu. | Open Subtitles | التقارير غير واضحة عن كمية الخسائر لكن يبدو انه تم تدمير لوس أنجلوس وواشنطن ونيويورك |
| Tam olarak Belli değil. Kuzeyde kömür çıkartarak büyük paralar kazandım. | Open Subtitles | إنها ليست واضحة تماماً، لقد قمت بصفقة كبيرة مستثمراً الكثير من المال في الفحم، في الشمال |
| Anne, ne kadar süre burada olacağı Belli değil. | Open Subtitles | سيكون هنا إلى أجل غير مسمى يا أمي |
| Nerede olduğunu bilmediği Belli değil mi? | Open Subtitles | لماذا تعذَبها؟ أليس واضحاً من أنَها لا تعرف مكانه؟ |
| Daha Belli değil Ama sende AIDS olduğuna eminiz | Open Subtitles | لم يكن واضحاً ، لكننا متأكدون أنك مصاب بالإيدز |
| Hangi kişiliğinin gerçek kişiliği olduğu Belli değil. | Open Subtitles | وهو غير متأكد ما هي شخصيته الحقيقية |
| Hepimiz avluda bekliyoruz aşağıdan adamın derdi ne Belli değil. | Open Subtitles | كلنا ننتظر هنا فى فناء صغير بالاسفل ومن غير الواضح ماهى دوافع الرجل |
| Biliyor musun? O kadar da Belli değil. Şimdi de çok kararsız olmaya başladın. | Open Subtitles | انه ليس واضح , انت بدأت تصبح غامض |