| İstediğin zaman beni durdur. | Open Subtitles | يدرك ان لديه حلق ملتهب اوقفني عندما ترغب |
| Kasa anahtarları cebinde değil, beni durdur. | Open Subtitles | اذ لم تملك مفتاحا للخزنة في جيبك اوقفني |
| Muhteşem olmayan bir şey söylediğimde beni durdur. | Open Subtitles | اوقفني عندما لا يبدو شيئا رائعا |
| İğrençleşmeye başladıysam beni durdur. İkiniz de güzelsiniz. | Open Subtitles | أوقفيني عندما يصبح حديثي بذيئاً، وأنتما جميلتان |
| Eğer sana bile mantıklı gelmeyen bir şey yapacak olursam, beni durdur. | Open Subtitles | إن فعلت شيئاً غير منطقي حتى بالنسبة لكِ أوقفيني |
| Konuşamadığını biliyorum. Bu yüzden korkarsan beni durdur. | Open Subtitles | أعلم أنه لا يمكنك التحدث أوقفيني إن شعرتِ بالخوف |
| Lütfen beni durdur. Riley, bekle! Annemin buzdolabında bizim biramızı gördüğünden emin misin? | Open Subtitles | رجاء اوقفني (انتظري يا (رايلي هل انت متأكد من انك شاهدت البيرة الخاصة بنا في ثلاجتها؟ |
| Emma'ya da. Lütfen beni durdur. Lütfen beni durdur. | Open Subtitles | (ولـ(ايما رجاء اوقفني |
| Yani, normal bir şey duyduğunda beni durdur | Open Subtitles | أعني , أوقفيني إن بدا أيًّا من هذا طبيعي. |
| Tabi ki para, yanılıyorsam beni durdur. | Open Subtitles | بالطبع المال، أوقفيني إذا كنت مخطئاً |
| Kan kaybettin. beni durdur. | Open Subtitles | فقدت الكثير من الدماء - أوقفيني جسدياً - |
| - Parmaklarımı yersem, beni durdur. | Open Subtitles | أوقفيني إذا بدأت آكل أصابعي |
| Eğer buradaki düzeni anladıysan beni durdur. | Open Subtitles | أوقفيني لو استنتجتِ البقيّة |
| Eğer yanlış anladığım bir yer olduysa beni durdur olur mu? | Open Subtitles | أوقفيني إذا أخطأت |