| -Çocuğum olamaz. Yani benim bebeğim değildi. | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن يكون أي طفل، لذلك لم يكن طفلي. |
| Hep Dirk'ü hep benim bebeğim, yeni bebeğim olarak gördüm. | Open Subtitles | أتعلمي, لقد شعرت دائماً كأن ديرك كان طفلي... طفلي الجديد. |
| Ya bu salıncakta benim bebeğim sallanır ya da sen. | Open Subtitles | إمّا أنّ طفلي يَتأرجحُ أو سأجعلك أنت تتأرجحين مكانه |
| Bu beni mahvediyor, Kevin. 10 yaşına geldi ama o hâlâ benim bebeğim. | Open Subtitles | ذلك يُعذّبني يا كيفن تبلغ من العمر 10 سنوات، لا تزال طفلتي |
| - Uyumak istiyorum. - benim bebeğim istemiyor. | Open Subtitles | ــ أنا أود أن أنام ــ على الأقل طفلتي لا تنام |
| Evet, ama benim bebeğim büyümeden önce benden çıkartılmıştı. | Open Subtitles | ولكن طفلى استخرج منى قبل انه يكتمل نموه تماماً |
| Tanrım, lütfen benim bebeğim olmadığını söyleme. | Open Subtitles | أوه، الله , رجاءً لا تُخبرْيني انه لَيسَ طفلي َ. |
| benim bebeğim, ...kalbinden bıçaklanarak öldürüldü, ama siz, ...sessiz kalıyorsunuz. | Open Subtitles | ... طفلي ينزف حتى الموت بطعنة سكين في قلبه و... |
| benim bebeğim komada yatarken o burada senin kardeşinle evcilik oynuyordu. | Open Subtitles | شاهدت طفلي ينام في حمى بينما هو يلعب مع أختك |
| Teşekkür ederim ama benim bebeğim çocuk bezi kullanmayacak. | Open Subtitles | انا اقدر ذلك لكن طفلي سوف لن يلبس حفاظات |
| Ertesi bebeğimi bana getirdiklerinde o bebek benim bebeğim değildi... | Open Subtitles | في اليوم التالي، عندما جاءوا بطفلي، إتضح أنه ليس طفلي... |
| Ortada bir çocuk olacak ve hem benim bebeğim olacak hem de olmayacak. | Open Subtitles | و من ثم سيكون هناك ذلك الطفل انه طفلي لكنه ليس طفلي |
| Kusura bakmayın, bunu halletmemiz gerek. Bu benim bebeğim. | Open Subtitles | أنا اسفة يا أصحاب , يتوجب علينا فعل ذلك , انه طفلي |
| Belki benim bebeğim büyüyüp bir gün müdür yardımcısı olur. | Open Subtitles | ربما طفلي يمكن أن يكبر ويكون مساعد مدير في يوم من الأيام. |
| Evet, gördüğün gibi bebeğin memnuniyetle doğdu benim bebeğim ise acılar içinde doğacak. | Open Subtitles | اجل، اتعرف ولد طفلك علي السعادة ولد طفلي متألماً |
| Ve o doğduğundan beridir 11 Nisan 2006, Salı günü, o çocuk benim bebeğim. | Open Subtitles | و منذ اليوم الذي وُلِد فيه، الثلاثاء، الحادي عشر من أبريل، عام 2006 هذا الولد كان طفلي |
| Şu kahverengili olan benim bebeğim. | Open Subtitles | تلك هي طفلتي هناك في اللباس البني |
| Ve benim bebeğim benim için herşey demektir-- | Open Subtitles | و بأن طفلتي الصغيرة هي حياتي كلها |
| Anne, bu pazardan ayakkabı almaya benzemiyor. O, benim bebeğim! | Open Subtitles | أمي , هذا ليس مثل التسويق لـ زوج من الأحذية , إنها طفلتي . |
| benim bebeğim olacak kadar tatlısın. Bebeğim benim | Open Subtitles | لطيف كما يمكن يا طفلى |
| O benim bebeğim! | Open Subtitles | أنها دميتي |
| Dinle tatlım, o benim bebeğim değil. Sen beni dinle, bu onun bebeği! | Open Subtitles | عزيزتى , أنها ليست طفلتى أستمعى لى , أنها طفلته |
| O benim bebeğim! | Open Subtitles | هذا هو بلدي فاتنة. |
| O kızıl benim bebeğim Donna. Onun babasıyım. | Open Subtitles | "تلك الصهباء هي صغيرتي العزيزة "دونا وأنا والدها |