| Hala bunları hissedebilmemiz benim için çok önemli. | Open Subtitles | أن هذا يعني الكثير لي مازال يمكننا أن نشعر بهذا كثيراً |
| Hala bunları hissedebilmemiz benim için çok önemli. | Open Subtitles | أن هذا يعني الكثير لي مازال يمكننا أن نشعر بهذا كثيراً |
| Bunca senedir onu muhafaza etmen benim için çok önemli. | Open Subtitles | إنه يعني لي الكثير أن احتفظت بها كل هاته السنوات |
| Bu çocuğun sevgi dolu bir evde olması benim için çok önemli. | Open Subtitles | إنه فقط مهم بالنسبة لي أن يكون هذا الطفل في منزل محب. |
| Yani yaptığınız işin kalbimde çok özel bir yeri var ve bu benim için çok önemli." | TED | لذا فان لعملك مكانة خاصة جدا في قلبي وهو أيضاً مهم جداً بالنسبة لي. |
| Bu hikayeyi çok istiyorum. benim için çok önemli. | Open Subtitles | أريد هذه القصة حقاً، إنها تعني لي الكثير |
| Dalga geçsen de bu benim için çok önemli bir olay. | Open Subtitles | اسخري رياضيا ,و لكن هذا الأمر مهم جدا بالنسبة لي |
| benim için çok önemli. Eğer sevgi verirseniz, geri alırsınız. | Open Subtitles | . انه جدا جدا مهم لي تعطي الحب للناس ، ويردوا لك الجميل |
| Bu şovun başarısı benim için çok önemli biliyorsun, değil mi | Open Subtitles | انتي تعلمين ان نجاح هذا البرنامج مهم جدا لي اليس كذلك |
| Beni olduğum gibi kabul etmen ve anlaman, benim için çok önemli. | Open Subtitles | إنه يعني الكثير لي بأنك تتفهم حالتي وتتقبلني كما أنا |
| SAMCRO ve oğullarım için yaptıkların benim için çok önemli. | Open Subtitles | الذي تفعلينه لسامكرو والفتية يعني الكثير لي. |
| Sen umursamıyorsun belki ama ilk albümüm benim için çok önemli. | Open Subtitles | قد لا يهمك هذا ولكن شريطي الأول يعني لي الكثير |
| - Sağ ol. Sizin, benim üstüme gelmekten zevk aldığınızı biliyorum ama onu sevmeniz benim için çok önemli. | Open Subtitles | شكراً، أعلم أنكم تحبون إزعاجي وما إلى ذلك، ولكن يعني لي الكثير أن تروق لكم |
| Hayatım, yirmi yıl önce, benim için çok önemli olan birinin hayatını mahvettiğimde bitmişti - çünkü mutlu olmaktan çok korkuyordum. | Open Subtitles | انتهت حياتي منذ عشرين سنة حين دمرت شخصاَ كان يعني لي الكثير لأنني كنت خائفاَ من السعادة |
| Bunun benim için çok önemli olmasının nedenlerinden biri, dünyanın dört bir yanından aldığım tepkiler. | TED | واحد أهم الأسباب في أن ذلك مهم بالنسبة لي ، هو ردود الأفعال التي عشتها في جميع أنحاء العالم. |
| benim için çok önemli o. | Open Subtitles | لا بأس بذلك إنه مهم جداً بالنسبة لي سأفعل أي شيء من أجله |
| Eğitim sistemini sevdiğimden değil ama okul benim için çok önemli. | Open Subtitles | ليس الأمر أنني أحب نظام المدارس لكن المدرسة تعني لي الكثير فقد علمتني الكثير |
| Burada benim için çok önemli olan bir şey var... ve onu bırakıp gidebileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | هناك شيء مهم جدا بالنسبة لي هنا وأنا لست متأكدة أنني أستطيع تركه خلفي |
| benim için çok önemli bu ama dağılmak istemiyorm | Open Subtitles | هذا العمل مهم لي و لا أرغب أن يتدهور أبداً |
| Sevindim çünkü senin mutluluğun benim için çok önemli. | Open Subtitles | حسناً، أنا سعيدة لأن سعادتك تعني الكثير لي |
| Dost kalmamız benim için çok önemli. | Open Subtitles | من المهم بالنسبة لي أن نبقى أنا وأنتِ أصدقاء |
| Senin geçmişinde olanları bilmek benim için çok önemli bir şey. | Open Subtitles | معرفة ذلك الجزء من ماضيكِ فهو يعني الكثير بالنسبة لي |
| Bu yüzden benim için çok önemli. | Open Subtitles | إنه شيء أقوم به أصدقائي لأكثر من سنة، وهو مهم جداً لي. |
| Şu an, eksiksiz bir parti hazırlamak benim için çok önemli. | Open Subtitles | فمن المهم بالنسبة الى أن يكون حفلها بهيجا |
| Gözünün üzerlerinde olduğunu bilmek anneleri ve benim için çok önemli olacak. | Open Subtitles | بمعرفة أنك تهتم بهم سيعني الكثير لي ولوالدتهم |
| benim için çok önemli bir nokta da, herhangi bir marka ya da sponsor kullanmamam. | TED | نقطة مهمة بالنسبة لي انني لا استخدم اي علامة تجارية او شركة راعية |