| Seni almadan önce, benzinlikte durmuştum ve gördüğüm kişi sanırım-- | Open Subtitles | قبل أن آخذك لقد توقفت عند محطة وقود .. وقد رأيت ذلك الرجل , و |
| Monica'nın tanımına uyan biri Manassas'ın 25 km dışında bir benzinlikte görülmüş. | Open Subtitles | لقد حصلت على تطابق مع احداهن مع وصف مونيكا في محطة وقود خارج ماناسس بـ 17 ميلا |
| Tabi çekersin. benzinlikte 3 tane sandviç yersen olacağı bu. | Open Subtitles | أعرف ذلك ، لقد تناولت ٣ شطائر في محطة البنزين |
| Para için de, benim yanımda benzinlikte çalışabilirsin. | Open Subtitles | ولكسب المال بامكانك أن تعمل فى محطة الوقود معى |
| benzinlikte bir kamyon gördüm. | Open Subtitles | رَأيتُ شاحنة بالخارج بجوار محطةِ الوقود. |
| benzinlikte teklif etmen gerçekten de şaşırtmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هذا كان مفاجئاً لها عندما سألتها في محطة الغاز |
| Ben hergün benzinlikte olacağıma burada olmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أنا أفضِّلُ البقاء هنا أكثر مِن البقاء في محطّة الوقود يومياً |
| Bir sonraki benzinlikte bırakırım seni. | Open Subtitles | أسف , لا أقدر سأنزلكِ في أقرب محطة وقود , حسناً ؟ |
| Bindiğimizden beri her benzinlikte duruyor. | Open Subtitles | . هذا الرجل توقف عند كل محطة وقود . منذ أن ركبنا |
| Belki onu bir benzinlikte ekeriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع تركها في محطة وقود أو شيء ما |
| Trondheim'de bir benzinlikte alınacak fiş, yeterli olacaktır. | Open Subtitles | إيصال من محطة وقود تروندهايم هو دليل كاف |
| Geçen sefer benzinlikte tuvaleti kullanmana izin verdiğimde pencereden atlamaya çalıştın. | Open Subtitles | آخر مرة سمحت لك بهذا في الحمام في محطة وقود حاولت القفز خارجاً من خلال النافذة |
| Son olarak Doğu Teksas'taki bir benzinlikte görüldü. | Open Subtitles | أخر مرة رأوه كان فى محطة@ @"وقود بشرق "تكساس |
| Bunu benzinlikte telefonla öğrendiğimde, bu bayan arkanızdan büyük bir gevezelik ederek Soda City'den ayrılmış. | Open Subtitles | ترى، أنا فقط تعلمت على الهاتف في محطة البنزين بأنها كانت حمقاء جدا بعد أن تركتك في مدينة الصودا. |
| Spike benzinlikte haklıydı. SıyrıI bundan! | Open Subtitles | أعتقد أن سبايك كان محق عندما كنا في محطة البنزين توقفي عن الشعور بذلك |
| Ama o benzinlikte olması da tesadüf olamaz. | Open Subtitles | لكن لا يمكن أن تكون مجرد صدفة تواجده في محطة البنزين بقرب الكوخ |
| Bir iyilik yap ve ilk gördüğün benzinlikte dur. Tuvaletim geldi. | Open Subtitles | في محطة الوقود التالية توقف علي ان أتبول |
| Benzin o kadar pahalı ki ne zaman depomu doldursam y...ağımı çıkarıp benzinlikte, oracıkta boşalıyorum. | Open Subtitles | الوقود مكلف الآن كلما ملأت خزاني أخرج قضيبي وأستمني في محطة الوقود |
| Sen, benzinlikte üstüme atlayan serseri. | Open Subtitles | أنت وذلك الأخرق الذي هاجمني في محطة الوقود |
| benzinlikte bir kamyon gördüm. | Open Subtitles | رَأيتُ شاحنة بالخارج بجوار محطةِ الوقود. |
| Dün gece benzinlikte karşılaştığımdan beri. Birdenbire. | Open Subtitles | منذ ليلة البارحة عند محطة الغاز |
| Bu haksızlık. Tuvalete gitmek için benzinlikte durmasaydım buraya ilk gelen ben olurdum. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً، أعني إن لم أتوقّف في محطّة الوقود لأقضي حاجتي لكنتُ وصلتُ هنا أوّلاً. |