| Hanımlar beyler durumu anlıyorum benim amcam da kanserden öldü, Berbat bir şey. | Open Subtitles | أيها السيّدات والسادة أنا أفهم مات عمى جراء السرطان إنه أمر فظيع. |
| Berbat bir şey. | Open Subtitles | إنّ ذلك أمرٌ شنيع يارجل. |
| Berbat bir şey bu. Başka neyin var? | Open Subtitles | كلا، هذا مريع ماذا لديك غيرها؟ |
| İnan bana. Benim başıma geldi ve Berbat bir şey. | Open Subtitles | صدقيني، لقد مررت بذلك، وإنّه مزرٍ. |
| Etrafındaki her şeyden daha uzun yaşamak Berbat bir şey değil mi? | Open Subtitles | انه شيء فظيع أن يعمر كل شيء حولك، أليس كذلك؟ |
| Bu her türlü Berbat bir şey o zaman, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، إنه سيء بكل أنواع الطرق الآن، صحيح؟ |
| Biliyorum. Bu Berbat bir şey, ama biz şansımızı denedik. | Open Subtitles | أعلم إنهُ مقيت لكنا أعطيناها فرصة |
| Her şeyi bilen kız olmak Berbat bir şey ya. | Open Subtitles | لكن من السيء أن أكون الصديقة الحميمة التي تعرف الكثير |
| Evladım, yaşlanmak Berbat bir şey. | Open Subtitles | ياله من أمر فظيع أن تصبح عجوزاً يا بنيّ |
| Çocuğunuz için mezar yeri almak Berbat bir şey. | Open Subtitles | إنه أمر فظيع أتعلم... أن تضطر لاختيار قبر لولدك |
| Aman tanrım! Bu Berbat bir şey! | Open Subtitles | اه يا الهي هذا شنيع |
| Çok üzüldüm, Robin. Hiç bir fikrim yoktu. Bu Berbat bir şey. | Open Subtitles | يا (روبِن) لم يكن لديّ فكرة، هذا شنيع! |
| Berbat bir şey bu. | Open Subtitles | هذا مريع .علينا |
| Bu Berbat bir şey, aynı zamanda komik, hepsi aynı anda. | Open Subtitles | هذا مريع ومضحك في الوقت ذاته |
| Sonsuza dek fısıldayacak. Berbat bir şey bu. | Open Subtitles | -إلى أبد الآبدين، يهمس، ذاك مزرٍ |
| Üzgünüm ahbap, bu Berbat bir şey. | Open Subtitles | آسف يا صاح، ذلك مزرٍ |
| Hayır değildi ve söylenecek Berbat bir şey. | Open Subtitles | لا، لم تكن محقة،كان هذا شيء فظيع لتخبرك به |
| Peki ama size diyorum, Berbat bir şey. | Open Subtitles | حسناً، لكني أقول لكم إنه سيء. |
| Yazarlık Berbat bir şey. | Open Subtitles | الكتابة أمر مقيت |
| Çocuk olmak Berbat bir şey. Kimse seni dinlemiyor. | Open Subtitles | من السيء أن تكون طفلاً لا أحد يصغي لك |
| Bu güzel zamanlara sahipken hayatın yaşamamak Berbat bir şey. | Open Subtitles | سيكون مروع أن نحظى بتلك الاوقات الجيدة وألا نحظى بالحياة نفسها |
| - Bu Berbat bir şey. | Open Subtitles | هذا مزري يا رجل |
| Berbat bir şey. | Open Subtitles | هذا يَمتصُّ. |
| Neden yaptığımı bilmiyorum. Berbat bir şey | Open Subtitles | لا اعلم لماذا افعل هذا إنه مريع |
| Berbat bir şey. Sanki... Mahalledeki en yaşlı herif benim. | Open Subtitles | أجل , أجل أنه مريع أبدو , كأكبر شخص في الحي |
| Şuna bak. Baksana. Berbat bir şey. | Open Subtitles | حمداً لله, انظر الى هذا انه مروع |
| Şunu diyebilirim ki bağışlanmak için yalvaran taraf olmanın ne kadar Berbat bir şey olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | استطيع ان اقول هذا، لقد تعلمت انه من المقرف ان تكون في الجهة الاخرى من معادلة ان تكون مسامح |