| Bereket versin ki, ilk önce bizim araştırma ekibimiz buldu. | Open Subtitles | لحسن الحظ كان فريقنا هو الاول الذي عثر علي هذة المصنوعة | 
| Bereket versin ki, eksiksiz güneş fırtınası 1859'da oldu. | Open Subtitles | لحسن الحظ أن العاصفة الشمسية المثالية قد حدثت عام 1859 | 
| Bereket versin ki o konuda profesyonel destek almış. | Open Subtitles | لحسن الحظ بحث عن مساعدة محترف في تلك القضية | 
| Bereket versin ki, ağzı sıkı biriyimdir. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنا ماهر في حفظ الأسرار | 
| Bereket versin ki, kadında hepatit C yok. | Open Subtitles | لم يكن لديها كبد وبائي لحسن الحظ | 
| Bereket versin ki, ikimiz de temizlik konusunda takıntılıyız. | Open Subtitles | لحسن الحظ يهتم كلانا بنظافة الأشياء | 
| Bereket versin ki bunun gerçekleşme ihtimali zayıf. | Open Subtitles | لحسن الحظ .. فرصة حدوث هذا قليلة جدا | 
| Bereket versin ki, nispeten sıcak bir dönemindeyiz. | Open Subtitles | ولكن لحسن الحظ هنالك دفء جزئي نسبيّاً | 
| Bereket versin ki, tedavisini biliyorum. Bunu yapmaktan vazgeçsin. | Open Subtitles | لحسن الحظ لدي علاج التوقف عن ذلك | 
| Bereket versin ki güçlü bir sinyalimiz var. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنه لدينا إشارات قوية | 
| Bereket versin ki hepsi sigortalıydı. | Open Subtitles | لحسن الحظ, هناك تأمين عليه | 
| Bereket versin ki can kaybı olmadı. | Open Subtitles | لم يمت أحد لحسن الحظ | 
| Bereket versin ki, Alice Hartmann'ın mantıklı bir annesi var. | Open Subtitles | لحسن الحظ لدى (أليس هارتمان) أم عقلانية | 
| Bereket versin ki, Alice Hartmann'ın mantıklı bir annesi var. | Open Subtitles | لحسن الحظ لدى (أليس هارتمان) أم عقلانية |