| Bergin öldürülmeden önce Edgar Roy'u hapishanede ziyaret etmeye gidiyordu. | Open Subtitles | بيرجن كان فى طريقة لرؤية ادجار روى فى السجن حينما قُتل |
| Bunu söylediğim için üzgünüm Bay Roy fakat Ted Bergin dün akşam kafasından vurularak öldürüldü. | Open Subtitles | انا اسفة لاخبارك ذلك سيد روى لكن تيد بيرجن قُتل الليلة الماضية |
| Hilary, Ted Bergin'in bir şeyi çözmeye çalıştığını söylemişti. | Open Subtitles | هيلارى قالت تيد بيرجن كان يحاول حل لغز شيء ما |
| Lütfen beni anlayın, Dr. Bergin bu proje için hiçbir harcamadan kaçınmayacağım. | Open Subtitles | و أرجوك بأن تفهمني سيد بيرجين أنا لن أنفق أي نفقة في هذا المشروع |
| Bergin risk almayı sevmez. Sütü son kullanma tarihinin dolduğu gün içmez. | Open Subtitles | ليس (بيرجين) من يخاطر لا يمكن أن يشرب لبن بيوم إنتهاء صلاحيته |
| İyi yaşadı, Bergin'in bir fotoğrafını yatağının yanında tuttu. | Open Subtitles | عاش في حجيرة واحتفظ بصورة (برجين) بجانب سريره |
| Az sonra bardaki herkes neye gülündüğünü öğrenmişti herkes Bergin ısmarlamaya başladı, sipariş verirken gülerek. | Open Subtitles | سرعان ما عرف كل من بالطاحونة ماذا كان سبب الضحك و بدأ الجميع فى طلب البيرجين و هم يضحكون |
| Ya da Bergin'den korkan biriydi. | Open Subtitles | او انة كان شخصاً ليس هناك سبباً للخوف منة |
| Bergin bu davaya burnunu sokmasaydı hâlâ yaşıyor olurdu. | Open Subtitles | بيرجن كان ليكون حياً لولا انة كان يحفر فى تلك القضية |
| Ayrıca Ted Bergin'in katilini Edgar olmadan bulamazdık. | Open Subtitles | ولم نكن لنحل ابداً جريمة قتل تيد بيرجن بدون ادجار |
| Bay Bergin bir seri katilin avukatıydı. | Open Subtitles | سيد بيرجن كان محامياً لسفاح مزعوم |
| Ted Bergin arkadaşımdı. | Open Subtitles | تيد بيرجن كان صديقاً لى |
| Sonra Ted Bergin ile tanıştım. | Open Subtitles | ثم بعدها قابلت تيد بيرجن |
| Ted Bergin. | Open Subtitles | تيد بيرجن |
| Joe Bergin gama bıçağını kullanıyor. Kesme işlemi esnasında lazerle yakıyor. Daha çok doku kurtarıyor. | Open Subtitles | يقوم (جون بيرجين) بجراحة سكين جاما هذه يكويها بالليزر أثناء القطع، ينقذ أكبر قدر من الكبد |
| -Cuddy, Bergin'i ameliyatı yapması için kandırmana bir şey demedi mi? | Open Subtitles | -كادي) لم تقل شيئاً عن الضغط على (بيرجين) لإنهاء الجراحة؟ |
| Ben Ajan O'Brian, bunlar Ajan Bergin ve White. | Open Subtitles | (أنا العميلة (أوبرايان) هذان العميلان (بيرجين) و(وايت |
| Dr. Bergin'le konuştum bile. Sabah ilk işi sizinle görüşmek olacak. | Open Subtitles | تحدثت مع دكتور (بيرجين) بالفعل و هو متاح غداً صباحاً |
| Bergin'de ,çamurda kalan 1920'de... önce GRU, sonra KGB doğdu | Open Subtitles | (برجين) التي كانت الشائعات تتناول فرقته في العام 1920 أدت إلى الاستخبارات العسكرية في (الاتحاد السوفياتي) |
| Ya bizim masada ya da bir başkasında birileri hep Bergin siparişi verdi barın bir başka yerinde hep gülüşler yükseldi. | Open Subtitles | فدائماً على هذه المائدة أو تلك كان هناك من يطلب البيرجين و يرتفع الضحك فى مكان ما |