ويكيبيديا

    "bildikleri" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يعرفون
        
    • يعرفونه
        
    • يعرفونها
        
    • يعرفه
        
    • عرفوا
        
    • مايعرفونه
        
    • يعرفوه
        
    • يدركون
        
    • عرفه
        
    • يعلمون
        
    • يَعْرفونَ
        
    • علمهم
        
    Açıkça görünüyor ki, canavar yanımla ilgili benden çok şey bildikleri kesin. Open Subtitles لأنه من الواضح انهم يعرفون الكثير عن جانبي الوحشي أكثر مني 000
    Bu bölgeyi iyi bildikleri için burayı seçtiler, değil mi? Open Subtitles هم إختاروا هذا المكان كمكان للإنزال لأنهم يعرفون المنطقة، صحيح؟
    Aralarındaki bağı kırmak mümkün değildir çünkü tek bildikleri budur. Open Subtitles الرابط بينهم لن يكون قابلا للقطع لأنه كل ما يعرفونه
    Senin ve onların bildikleri hakkında onlara bir resim çizebilirsin. Open Subtitles بوسعكِ رسم صورة لكلّ شيء يعرفونه ولكلّ شيء تعرفينه أنتِ
    Çünkü belki bir gün bildikleri ve sevdiklerine özen göstermek isterler. TED لأنه ربما يومًا ما سيودّون تقديم الرعاية للأشياء التي يعرفونها ويحبونها.
    Mesele adamın bildikleri ya da bilmedikleri değil. Open Subtitles الذي كان يعرفه أو لا يعرفه بجانب نُقطة الموضوع
    ama şimdi günde iki saat harcayabilirler ve telafi edebilirler, ya da utanmaksızın hız kazanabilirler bildikleri ya da bilmedikleri bir konuda. TED الآن يمكنهم قضاء ساعتين يوميا ويرتاحون أو ترك الأمر بدون الشعور بالاحراج حول ما يعرفون او يجهلون
    Ama bildikleri şey onu nasıl dirilteceklerini bilmeleri. TED ولكن ما يعرفونه هو أنهم يعرفون كيفية بعثها.
    Bu tip programlar, masum olduklarını bildikleri kişileri izlemektedirler. TED انهم على وشك القيام بمراقبة الناس أنهم يعرفون انهم أبرياء.
    Çoğu İngiltere'ye dilini bildikleri için gitmek istiyorlar, hayatlarına burada yeniden başlamanın daha kolay olacağını düşünüyorlar TED معظمهم يرغبون في الوصول إلى بريطانيا لأنهم يعرفون اللغة، ويجدون أنه من السهل بدء حياتهم من هناك.
    Bunlar, çok az bildikleri konular üzerine her insanın bir haftasını ayıracağı birçok karar olurdu. TED هذه قراراتٌ كثيرة على كلّ فردٍ إتخاذها أسبوعيّاً، في مواضيع لا يعرفون الكثير عنها.
    Tek bildikleri senin yeni, tatlı ve ilgi çekici olduğun. Open Subtitles كل ما يعرفونه أنك جديد و لطيف و مثير للاهتمام
    Bu kadar, bütün bildikleri bu. TED وهذا كل مافي الموضوع ، هذا كل ما يعرفونه.
    Ne zaman yeni bir üniteye başlasak bütün öğrencilerin bildikleri her şeyi listeleyerek başlamayı tercih ederim daha sonrasında aynı zamanda sorularımızı da listeleriz. TED وعندما نبدأ وحدة تعليمة جديدة، أبدأ مع الطلاب بالتذكير بكل شيء يعرفونه حول الموضوع، ثم ندون قائمة أسئلة أيضًا.
    Ve ben bunu öğrencilerimde, zaten bildikleri kelime bilgisine ve zaten kavradıkları sistemlere kılavuz olması için kasten kullanıyorum. TED وأنا أستخدم هذه الطريقة عَمْد لأتفاعل مع الطلاب، مُستخدمةً مفردات يعرفونها وأنظمةٌ يفهمونها.
    Şu an bildikleri ifşaata geldiğinde öğreneceklerinin yarısı bile değil. Open Subtitles ما يعرفه حاليا لا يُعادل نصف ما سيعرفه عندما نكشف الأدلة
    Adam kaçırma ve cinayetten suçlanabileceklerini bildikleri için müvekkillerim paniklediler ve cesetten kurtuldular. Open Subtitles عندما عرفوا بانهم متهمين بالخطف و القتل خاف موكلي و تخلصوا من الجثة
    Tek bildikleri şiddet. Pis fakirler. Open Subtitles كل مايعرفونه هو العُنف، هولاء الفلاحيين الحمقى.
    Bu da bize gösteriyor ki öğrenciler bize yurtdışından geldiğinde, onlara bildikleri hakkında yeteri kadar kredi vermiyoruz, ve bunu kendi dillerinde biliyorlar. TED ما يكشف لنا أنه عندما يأتينا الطلاب من الخارج فنحن لا نُحسن تقدير وتقييم ما يعرفوه بالفعل وقد تعلموه بلغتهم الأم
    Genellikle kötü insanların interneti kullanmada iyi olduğunu görürüz, teknoloji dâhisi oldukları için değil, insanları neyin teşvik ettiğini bildikleri için. TED تبين أن الأشرار بارعون أحيانًا في استغلال الإنترنت، ليس لأنهم بارعون تقنيًا، ولكن يدركون ما الذي يثيرُ غضب الناس.
    Bu kısım, usturlap hakkında bütün bildikleri. Open Subtitles هذا القسم هنا هو كل ما عرفه من الإسطرلاب
    Onlar maliyetleri herhangi bir ülkeden daha iyi bildikleri, ihtiyaçları başka bir ülkeden daha iyi bildikleri için bunu yapıyorlar. TED هم يفعلون ذلك وهم يعلمون أن التكاليف أفضل من أي بلد آخر، يعلمون الاحتياجات أفضل من أي بلد آخر.
    Bütün bildikleri, kutsal adamların göğe yükselmesinden önce diz çökmek. Open Subtitles أنهم يَعْرفونَ كَيفَ يسجدون لأنفسهم ويُقابلُون القدّيسَ،الراهبِ و الطائر أبسراس
    Tüm bildikleri, hala dışarıda üstlerine atlamaya hazır olduğumuz. O gitmedi. Open Subtitles أشك فى ذلك ، فعلى حد علمهم نحن لا نزال بالخارج مستعدون لهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد