| bileğimdeki eski saate göre vakti artık doluyor. | Open Subtitles | يبدو أن ساعته قد اقتربت، كما تخبرني الساعة القديمة حول معصمي. |
| bileğimdeki ışık, güneşi ve dönen ateş topu da gezegeni temsil ederse Sizin de gördüğünüz gibi ateş topu dışa doğru geniş bir daire çiziyor. | Open Subtitles | الضوء على معصمي يمثل النجم وكرة النار التي تدور حوله تمثل كوكبًا وكما ترون ، كرة النار ترسم دائرة كبيرة |
| Bu seferki bileğimdeki yara izini gördüğün zaman olacak. | Open Subtitles | في ذلك الوقت عندما ترى ندبة في عرض معصمي |
| bileğimdeki örümcek ısırığı yüzünden kafayı yememeye çalışıyorum diyebiliriz. | Open Subtitles | حالياً أحاول ألا أشعر بالخوف من ذلك العنكبوت الشرس على كاحلي |
| Spag Union ve bileğimdeki izleme aygıtı sayesinde ailem nerede olduğumu 7/24 biliyor. | Open Subtitles | "شكراً لمدرسة "سباج يونيون من خلال جهاز التتبع الموجود .. حول كاحلي أهلي يعرفون أينأناطوالاليوم |
| Raylan'ın ayak bileğimdeki takip cihazını çıkarttığını söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل ذكرت أن " ريلين " قطع حبل كاحلي ؟ |