| Evet, sanırım sana sadece, ne kadar az bilirsen... o kadar iyi diyordur, değil mi? | Open Subtitles | نعم، يخبرك على الأرجح أنه كلما قلت معرفتك كلما أصبحت الأمور أفضل، صحيح؟ |
| Ne kadar az bilirsen o kadar iyi. | Open Subtitles | كلما قلت معرفتك عن هذا الأمر كان ذاك أفضل |
| Nereye, neden gittiğim konusunda ne kadar az şey bilirsen senin için o kadar iyi olur. | Open Subtitles | كلما قلت معرفتك عن المكان الذي ساذهب اليه و لماذا سافعل هذا, كلما كان هذا افضل من اجل سلامتك. |
| Ne kadar az şey bilirsen o kadar iyi. | Open Subtitles | اخبرتكِ, سيحدث متى مايحدث. كلما عرفتِ أقل, كان أحسن. |
| Ben söylemek istedim ama baban eğer bizim çıktığımızı bilirsen beni yiyecek tedarikçisi olarak tutmayacağını düşündü. | Open Subtitles | أردت إخبارك لكن والدك ظنك لن توظفيني كمتعهدة أطعمة لو عرفتي أننا نتواعد |
| Derler ki "Soranın niyetini bilirsen cevabı kolayca tahmin edebilirsin". | Open Subtitles | يُقال بأنكَ إذا عرفتَ دافع السؤال.. فبإمكانكَ تخمين الإجابة بسرعة. |
| Ne kadar az bilirsen o kadar iyi, canım. | Open Subtitles | كلما قلت معرفتك كلما كان حالك أفضل عزيزي |
| Ne kadar az şey bilirsen senin için o kadar iyi olur. | Open Subtitles | كلما كانت معرفتك عنه أقل, كان أفضل, لمصلحتك |
| Ne kadar az bilirsen o kadar iyi. | Open Subtitles | كلما قلت معرفتك بالأمر سيكون ذلك في صالحك. |
| Ne kadar az şey bilirsen FBI'a anlatacak o kadar az şeyin olur. | Open Subtitles | كلما قلت معرفتك كلما قل الأغواء الذي ستكون عليه لتخبر أصدقائك الجدد في المباحث الفيدرالية |
| Ne kadar az bilirsen o kadar iyi. | Open Subtitles | كلما قلّت معرفتك بذلك كلما كان أفضل |
| Ne kadar az bilirsen o kadar iyi. | Open Subtitles | كلما قلّت معرفتك به كلما كان أفضل |
| Ne kadar az bilirsen, daha güvenli olursun. | Open Subtitles | كلما قلت معرفتك تكون بأمان أكثر |
| Güven bana bu konuyu ne kadar az bilirsen o kadar iyi. | Open Subtitles | ثقي بي ,كلما عرفتِ اقل عن هذا , كلما كان أفضل |
| Çoğu şeytani güçte aynı özellik vardır eğer gerçek isimlerini bilirsen, sana zarar veremezler. | Open Subtitles | بالطبع العديد من الكينونات الشيطانية تتشارك في نقطة ضعف واحدة إذا عرفتِ بأسمائهم الحقيقية |
| Ne yaparsa yapsın, aslında kim olduğunu bilirsen bil, asla bırakamıyorsun. Anlıyorum. | Open Subtitles | مهما فعل ومهما عرفتِ حقيقته لا يمكنكِ التخلّي عنه، أنا أفهم |
| Ama düşmanını tanır ve zayıf noktasını bilirsen ve doğru hareket edersen, düşmanının davranışlarını etkileyebilirsin. | Open Subtitles | لكن إن عرفتي لعبته التالية ونقاط ضعفه، وقمتّي بتخطيط سليم، بوسعك التأثير على حركات الخصم. |
| Nereye bakacağını bilirsen, parmak izlerini bulursun. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ماهي خططك للفوز؟ إذا عرفتي عن ماذا تبحثين فستجدين بصمات اصابعهم |
| Ancak nasıl kıracağını bilirsen, içindeki tatlı sıvıya ulaşabilirsin. | Open Subtitles | ولكن إذا عرفتَ كيف تفتحها ستجد بالداخل ماءٌ ذا مذاقٍ حلو |
| Eğer nasıl kullanacağını bilirsen, o zaman okumaya değer bir şey üretebilirsin. | Open Subtitles | إن عرفتَ كيف تستخدمُها، فربما في الحقيقة قد تكتبُ شيئاً يستحقُ القراءةُ فعلاً |
| Nasıl çıkaracağını bilirsen ihtiyacın olan her şey Mars'ta mevcut. | Open Subtitles | كل عناصر البقاء موجودة في المريخ، إن عرفت كيف تستخرجها |
| Hangi şarkıyı çaldığımı bilirsen söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأرد عليك لو خمنت ما هي الأغنية التي أعزفها؟ |