| Ve hedef bölgemizin bir yerinde kesinlikle bir ısı kaynağı var. | Open Subtitles | و هناك حتما مصدر للحرارة في مكان ما في منطقتنا المستهدفة |
| Aynalar, büyüteçler, güneşin gücü, ve doğrusal bir ısı kaynağı yaptınız. | Open Subtitles | المرايا, العدسات المكبرة و قوة الشمس و ستجد لنفسك مصدر للحرارة |
| Kayda değer bir ısı kaynağı, fabrikanın ön girişine yaklaşıyor. | Open Subtitles | مصدر قوى للحرارة يقترب من الجانب الأمامى للمجمع |
| Isıya duyarlı alıcılar harekete geçirildiğinde vücudunuz tehlikeli bir ısı kaynağıyla temas ettiğini düşünür ve buna göre tepki verir. | TED | عندما يتم تفعيل هذه المستقبلات حساسة بالحرارة، سيعتقد جسدك أنه على تماس مع مصدر حراري خطِر وسيستجيب وفقاً لذلك. |
| Böyle güçlü bir jeotermal etki için çok güçlü bir ısı kaynağına ihtiyaç duyarsınız. | TED | أنتم بحاجة إلى مصدر حراري قوي لإنتاج مثل هذه الكمية الهائلة من الطاقة الحرارية الأرضية الواضحة. |
| Yani, bir ısı kaynağı olarak. Yere bak. | Open Subtitles | أعني ، كمصدر للحرارة انظر إلى الأرض |
| Bir karartmada hayatta kalabilecek herhangi bir ısı kaynağı. | Open Subtitles | أو أي مصدر للحرارة فقد تنقطع الكهرباء |
| Gerçekten bir ısı yayıyor resmen. | Open Subtitles | غضبها مصدر للحرارة |
| Sanırım bir ısı kaynağı gördük. | Open Subtitles | نعتقد أننا رأينا مصدر حراري. |