| Böyle hissetmemin başka bir nedeni var. Geçen gece fevkalade bir şarap içtim. | Open Subtitles | هناك سبب آخر يجعلنى أشعر أننى على خير ما يرام زجاجة نبيذ رائعه الليله الماضيه |
| Bunun 4,000 dolarlık bir şarap olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | أنت تدركين أن هذه زجاجة نبيذ ثمنها 4000 دولار حقاً ؟ |
| Kendine bir şarap aç, şömineyi yak ve istediğin kadar kal. | Open Subtitles | و هناك زجاجة نبيذ يمكنك الشرب منها إبقي هناك كما تريدين هذا سيكون جيد لك |
| Beni güzel bir restorana götürdüğün için üzgün olabilir ve sen çok güzel bir şarap ısmarladın. | Open Subtitles | وقال انه قد تكون مفاجأة أن كنت أخذت لي لهذا المطعم غرامة والتي أمرت بعض النبيذ الجيد جدا. |
| bir şarap tulumunun 40 onsluk bir rom şişesi ve iki şişe kola alabileceğini biliyor musunuz? Ee yani mi diyorsunuz? | TED | انها تحفظ ما يقارب 40 اوقية من النبيذ او علبتين من الكولا .. اتظنون انها امرٌ بسيط |
| Kolay bulunabilen bir şarap için hiç fena değil, değil mi? | Open Subtitles | ليس سيّئا لـ نبيذ ليس عتيد. |
| Bu çok eski bir şarap. | Open Subtitles | هذا نبيذ قديم للغاية |
| Bu 1,000 dolarlık bir şarap falan. Ne? | Open Subtitles | إنها قنينة نبيذ تساوي 1000 دولار تقريباً |
| Bir lejyoner için pahalı bir şarap. | Open Subtitles | إنه نبيذ باهظ الثمن بالنسبة لجندي عادي |
| bir şarap para tutacak, bir de yüklü bahşiş. | Open Subtitles | ولم يكلفني ذلك سوى زجاجة نبيذ و بعض البقشيش |
| Evde açılmış ya da boş bir şarap şişesi bulan oldu mu? | Open Subtitles | هل وجد أحدهم زجاجة نبيذ مفتوحة او فارغة بالمنزل؟ |
| Masanda böyle iyi bir şarap sakladığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنّكِ تبقين زجاجة نبيذ ممتازة كهذه في مكتبكِ. |
| Sen sonradan görme gerzeklerle dolu bir masaya 500 dolarlık şarap kakaladığını gördüğüm, rock yıldızı bir şarap garsonusun. | Open Subtitles | أنت ساقي نبيذ معروف الذي رأيته يبيع زجاجة نبيذ ثمنها خمسمئة دولار لطاولة من الناس المحليين المعتوهين |
| Üzerinde ruj izi olan bir şarap bardağı buldum. | Open Subtitles | ولقد وجدت زجاجة نبيذ مع أحمر شفاه عليها |
| Bu gece bir milyon dolarlık bir şarap içemeyeceksin. | Open Subtitles | لن تشرب زجاجة نبيذ المليون دولار اليون |
| Düzgün bir şarap yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | واني اسعى الى الحصول بعض النبيذ لائق للذهاب. |
| Janice, evine git, bir şarap aç Stevie Nicks dinle. | Open Subtitles | (جانيس) اذهبي للمنزل، تناولي بعض النبيذ استمعي الي (ستيف نيكس) |
| Ta ki AP bir şarap soğutucusu satışı olana kadar. | Open Subtitles | ... " لكن كأصدقاء فحسب حتى متجر " ايه و بي بِيع بعض النبيذ من ثلاجة النبيذ لديه |
| - Yeni bir şarap siparişi verdim. - Neden? | Open Subtitles | على أي حال لقد طلبت لك زجاجة من النبيذ الجديد لماذا؟ |
| Her neyse, düşündüm de işten çıkınca bir şarap alırım oraya gider ve onunla kur yaparım. | Open Subtitles | على اي حال فكرت ان آخذ زجاجة من النبيذ بعد العمل واذهب هناك محاولا إثارة اعجابها |
| Bu ya sihirli iksir ya da oldukça güzel bir şarap. | Open Subtitles | هذا هو الشراب السحري أو بعض من النبيذ الجيد |
| Kutudan gelmeyen bir şarap mı? | Open Subtitles | نبيذ ليس من الصندوق ؟ |
| İyi bir şarap mı? Büyük bir biftek mi? | Open Subtitles | هل هذا نبيذ جيد ؟ |
| Babası 200 dolarlık bir şarap şişesi açtırdı. | Open Subtitles | و والدها إشترى قنينة نبيذ بقيمة 200 دولار |
| Bu epey özel bir şarap. | Open Subtitles | إنه نبيذ خاص جداً |