| Benim de Eddie Nash'in bu işle ilgisini ifade eden bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | اريد شيئا يورط ايدي ناش في التسجيل, لماذا لا تخبرني عن عملية السطو ؟ |
| Eğer bana özel bir soruysa, başka bir şeye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | حسنا.. إن كان سؤالا محددا, فأنا لا أحتاج لشيء, |
| Noel'de ailemden başka bir şeye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة لأي شيء من عيد الميلاد , على ما هو موجود هنا الآن , عائلتي |
| İğne olarak kullanabileceğim bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | و الآن أحتاج إلى شيء أستطيع أن أستخدمه ليكون كإبرة |
| Polisten. Senin yüzünden, projemi hızlandırmak zorunda kaldım. Dikkatlerini dağıtacak bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | الشرطة، فبسببك، عليّ تعجيل مشروعي أحتاج شيئاً لأشتّتهم به |
| Charlotte, Musevi oluyor. Beni görür görmez adamı boşaltacak bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى شيء من شأنها أن تجعل الرجل تأتي في سرواله في أقرب وقت يراني. |
| Pekala, insanların gerçekten izlemek istedikleri bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | اريد شيئا ترغب الناس حقا بمشاهدتة |
| Başka bir şeye ihtiyacım yok. Sadece pizza. | Open Subtitles | لا اريد شيئا أخر، فقط البيتزا |
| Dinle, son bir şeye ihtiyacım var. Bir kızı serbest bırakmam lâzım. | Open Subtitles | .. اسمع أحتاج لشيء واحد أخير أرغب بالإهتمام بفتاة ما |
| Giyecek bir şeye ihtiyacım olacak. Bütün kıyafetler belli renklerle işaretlenmiş. | Open Subtitles | الشعب الأمريكي بفتح الأبواب لها وإدخالها. أحتاج لشيء ألبسه. كل شيء هنا مرتب حسب اللون. |
| Moskova'daki Sovyet büyükelçiliğinde, diplomatik çantasından ABD'ye dönmem için bir şeye ihtiyacım olup olmadığını soran bir diplomat bana yaklaşmıştı. | Open Subtitles | بالسفارة السوفييتية بـ(موسكو), و قد تقرب مني دبلوماسي, و الذي سألني إن كنت بحاجة لأي شيء, لأعيده إلى (أمريكا), ليضعه بحقيبته الدبلوماسية |
| "Şu yön"den daha belirli bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | سوف أحتاج إلى شيء أكثر وضوحاً من " ذلك الإتجاهـ " |
| Belki de beni yeniden zıplayıp hoplatacak bir şeye ihtiyacım vardır. | Open Subtitles | ربّما أحتاج شيئاً جديداً يحملني على القفز فرحاً |
| Ve benim de, beni sınıf favorisi yapacak bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى شيء يجعلني من المفضّلين في الصفّ |
| Ben Zoom'un düşmanlarından biriyim. Bu tip durumlar için böyle bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا عدو (زوم) وأحتاج مكانا للاختباء إذا تعرضت لموقف كهذا |
| Kafam için bir şeye ihtiyacım var. Etrafta dolaşan bazı söylentiler vardı. | Open Subtitles | أَحتاجُ شيئا لرأسي. كانت هناك إشاعات حولنا |
| Aman tanrım. Evet. Kulübe söyleyecek bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | واغتصابها بعدة أشخاص أحتاج شيئاَ أخبرهم به |
| Evde giyeceğim ve beni bir Meksikalı gibi göstermeyecek bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد شئ لأرتديه في المنزل، هذا لا يجعلني أبدو مكسيكياً جداً |
| Eğer benim paramı istiyorsan bundan daha rahatlatıcı bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | اذا اردت نقودي انا سوف احتاج الى امور مطمئنة منك اكثر من مجرد الكلام |
| Fakat olduğum yerden olmak istediğim yere gitmek için, bir şeye ihtiyacım vardı. | TED | ولكن للذهاب من حيث كنت الى حيث اردت ان اكون كنت احتاج شيئا |
| Bir kere olsun kendim için yapacağım bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | احتاج لشئ ما ولو لمره لأثبت به نفسي |
| O gece beni sakinleştirecek bir şeye ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | وتلك الليله.. وجدت نفسي احتاج لشيء ما لتخفيفي |