| bir şeyler yapmalıyız. İntikam almak için vadi halkına zarar verebilir. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً لا يمكن أن نتركه يمشي في الوادي | 
| Bunu bilemezsin. Sen sadece bir çocuksun. Bizi güvende tutacak bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | لستَ تعلم شيئاً، إنّكَ مُجرد شاب، يجب أن نفعل شيئاً للحفاظ على أماننا. | 
| Bu durum doğru olamaz. Bu konuda bir şeyler yapmalıyız. | TED | و هذا الوضع لا يمكن أن يكون صحيحا. يجب أن نفعل شيئا من أجل ذلك | 
| bir şeyler yapmalıyız Fargo, uzaktan kumandalı uçağa ne dersin? | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيء فارغو، ماذا عن طائرة بدون طيّار؟ | 
| bir şeyler yapmalıyız yoksa böyle gitmeyecek. | Open Subtitles | يجب علينا فعل شيء لا يمكننا الذهاب هكذا. | 
| Demek bilgimiz yok. bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | لا يوجد لدينا أدلة، علينا فعل شيء ما. | 
| bir şeyler yapmalıyız. Her an bir suikasta uğrayabiliriz. | Open Subtitles | علينا أن نفعل شيئاً , من الممكن فى أى لحظة أن نُقتل | 
| Federasyonu durdurmak için çabucak bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | لابد أن نفعل شيئاً بسرعة لإيقاف الإتحاد. | 
| Deri sorununla ilgili bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً للتخلّص من هذه البيضاء | 
| Hep söylüyorum bir şeyler yapmalıyız diye, ama kimse dinlemiyor. | Open Subtitles | أظل أقول لك يجب أن نفعل شيئا حيال ذلك ، ولكن لا أحد يستمع. | 
| Yani, eğer çıkıp arabayla dolaşacaksak bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | أقول انه إذا كنا سنظل نقود السيارة فيجب أن نفعل شيئا | 
| bir şeyler yapmalıyız.Polis getirmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نفعل شيئا اطلب المزيد من الشرطة لن أحضر أحدا آخر إلى هنا | 
| - ...ikisiyle de çarpışsak, buharlaşacağız. - bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | سنتبخر عند الإصطدام يَجِب علينا أن نفعل شيء | 
| Bu kadına bir şeyler yapmalıyız mı diyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول ينبغي أن نفعل شيء لهذه البذيئة؟ | 
| Özel bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | يبدو أننا يجب علينا فعل شيء مميز | 
| bir şeyler yapmalıyız. Durmayın öyle. | Open Subtitles | علينا فعل شيء ما لما فقط تقف مكانك | 
| Önceki gibi, bir sorunumuz var, üzerinde çalışmaya başlamalıyız, bir şeyler yapmalıyız, ama bu sorunu görmeyen insanların nesi var? | TED | و كما فعلنا في السابق، يجب ان نبدأ بحل المشكلة علينا ان نفعل شيء و ماذا بكم يا ناس لا ترون الخطر؟ | 
| - Pekâlâ, hemen bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | حسـنا , علينا أن نقوم بشيء بسرعة و حالاً | 
| Bak, bunları niçin yapmaya çalıştığını biliyorum ama yasal olan bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | انظر, انا أفهم لماذا تحاول فعل هذه الاشياء ولكن يتعين علينا عمل شيء غير مخالف | 
| Müfettiş Wong için bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | لنفعل شيء من أجل إس بي ونج | 
| Ve böylece, sizi diğer yere gitmeniz için cesaretlendirmek istiyorum, kendinizi bulabileceğiniz herhangi bir hapishaneden kendinizi çıkarmanız için olabileceği kadar rahat, çünkü şuanda bir şeyler yapmalıyız. | TED | لذا أودّ أن أدفعكم للتحوّل إلى المكان الموالي، والنَّأيَ بأنفسكم عن أيِّ سجن يمكن أن تجدوا أنفسكم فيه، مهما كانت درجة رفاهيتة، لأنّه يجدر بنا الآن القيام بشيء ما. | 
| Eğer Almanlar onları çok istiyorlarsa belki bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | فلو ان الالمان يريدونه بكل هذا الشغف ربما يجب علينا ان نفعل شيئا ما | 
| Boş boş konuşuyorlar. bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | يرميان لخوض حديث مختصر، يجب أن نفعل شيئًا. | 
| bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | نحن يجب أن نعمل شيء! | 
| Tüm bu nefret karşısında bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ شيءُ بشأن كل هذا الحقد | 
| bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | انظر يا رجل, يجب أن نتصرف حقاً |