| Yeşil renkte giyinmişti ve yeşil bir akvaryumda gibiydi. | TED | كان يرتدي بدلة خضراء، وكان في حوض سمك أخضر. |
| Güney Afrika'da bir akvaryumda Dolly adında şişe burunlu yavru bir yunus vardı. | TED | في حوض للأسماك بجنوب أفريقيا كان هناك دلفين صغير اسمه دولي. |
| Ancak sorun şu ki sen bir akvaryumda olmaktan hoşlanmıyorsun. | Open Subtitles | مشكلتك أنك لست راضياً عن البقـاء في حوض السمك. |
| Küçükken, bir akvaryumda tropik balık beslerdim. | Open Subtitles | عندما كنت صغيراً كنت أحتفظ بأسماك في حوض |
| bir akvaryumda saklanmaktaki problem ne biliyor musun Noah? | Open Subtitles | اتعرف ما المشكلة مع الاختباء في حوض سمك نوح؟ |
| Bunların birinde bir akvaryumda kapalı kalıyorum, nefes alamıyorum, dışarı çıkamıyorum. | Open Subtitles | في أحد تلك الأحلام، كنت عالقة في حوض أسماك، ولم أكن قادرة على التنفس أو الخروج. |
| Ben de onlara "onun tarzını taklit edeceğime, onu gerçekten arayıp, sorarım daha iyi" dedim, kitaplarımı ona yolladım ve benimle filmde çalışmak istediğini çünkü küçük bir akvaryumda büyük bir balık olabileceğini söyledi. | TED | حسنا، قلت، أتعلم ماذا، بدلاً من تقليد أسلوبه، من الممكن استدعاء الرجل الحقيقي كذلك، وأطلب منه، وأرسلت إليه كتبي، وأجاب أنه مهتم في العمل على الفيلم معي لأنه يمكن أن يكون سمكة كبيرة في حوض السمك الصغير. |
| Belly ve ben, bir ara laboratuvarımızda bizim evren ile diğer evrenden çok küçük birer parçayı bir akvaryumda karıştırmıştık. | Open Subtitles | خلطتُ و (بيلي) ذات مرّة جزءاً ضئيلاً مِن عالَمنا مع العالَم الآخر في حوض سمكة ذهبيّة في مختبرنا. |