| Dün gece sorgulama için bir arkadaşını aldık ve şimdi ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لقد أحضرنا أحد أصدقائك لاستجوابه الليلة الماضية و لكن يبدو أنه اختفى |
| İstersen sen de bir arkadaşını çağrırsın, tamam mı yakışıklı? | Open Subtitles | و بإمكانك دعوة أحد أصدقائك إن شئت، حسناً أيها الوسيم؟ |
| Sen bir arkadaşını çağırdığında ben de çağıracağım. | Open Subtitles | -إليك الاتفاق سأدعو صديقتي حين تدعو أحد أصدقائك |
| Hastanedeki bir arkadaşını ziyaret eder. | Open Subtitles | يزور صديقاً في المستشفى |
| Hastanedeki bir arkadaşını ziyaret eder. | Open Subtitles | يزور صديقاً في المستشفى |
| Aslında ben annenin bir arkadaşını Johnny Favorite isimli birini arıyorum. | Open Subtitles | فى الواقع فأنا أبحث عن صديق لوالدتك رجل يدعى جونى فافوريت |
| Tek yapabildiği bir arkadaşını aramak oldu. | TED | كل ما استطاعت فعله هو الاتصال بصديقة. |
| Eski bir arkadaşını görmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | سنذهب لرؤية أحد أصدقائك القدامى |
| - bir arkadaşını da getir. - Tamamdır. | Open Subtitles | -وأحضر معك أحد أصدقائك . |
| Selam, Esposito. Kurbanın bir arkadaşını araştırmanı istiyorum. Max Haverstock. | Open Subtitles | يا (أسبوزيتو)، أريدك أن تبحث عن صديق للضحية، (ماكس هافيرستورك). |
| bir arkadaşını aramak için köşeye yuvarlandılar. | Open Subtitles | بأنهم جائوا للبحث عن صديق |
| Yılın Ağustos ayıydı ve şimdiden 2.000 kişi Akdeniz'i geçmeye çalışırken ölmüştü, ama Doaa Kuzey Avrupa'ya kadar gidebilen bir arkadaşını tanıyordu, ve"Belki biz de yapabiliriz" diye düşündü. | TED | كان ذلك في شهر اغسطس في هذا العام وقد مات 2000 شخص من قبل محاولين عبور البحر المتوسط لكن "دعاء" عرفت صديقة استطاعت الوصول لشمال اوروبا وفكرت "ربما نستطيع الوصول " |