| Bu defa onun istediği şekilde hareket ediyoruz. bir düğün istiyor. | Open Subtitles | لذا الآن يجب ان نفعل ذلك بطريقتها وهي تريد حفل زفاف |
| O sonbahar günü, otelin salonlarından birinde bir düğün töreni vardı. | Open Subtitles | في ذلك اليوم الخريفي كان هناك حفل زفاف مقام في إحدى قاعات الفندق |
| Kızımıza düzgün bir düğün yapacak kadar paramız var! | Open Subtitles | يمكننا بالتأكيد دفع التكاليف ليناسب حفل زفاف أبنتنا |
| Nasıl bir düğün istediğinizi düşündünüz mü? -Bu konuyu konuştuk. | Open Subtitles | حسناً, هل أتتكم أية فكرة انتم الأثنان عن أية نوع من حفل الزفاف تريدون؟ |
| -Beni dinliyor musunuz? Yirmi saat sonra burada bir düğün olacak. Bahçemin hemen temizlenmesini istiyorum! | Open Subtitles | لدى حفل زواج بعد 20 ساعة لذلك أريدكم أن تنزحوا بالوعتى الآن |
| Pazar günü gitmem gereken bir düğün var. | Open Subtitles | هناك وتضمينه في حفل زفاف وأنا في يوم الأحد. |
| - Rachel Green, bana bir düğün olacağını söyle. | Open Subtitles | راشيل كارين الأخضر، تقول لي هناك ستعمل يكون حفل زفاف. |
| Çok güzel bir düğün evet | Open Subtitles | انه بحق حفل زفاف رائع حسنا ، سوف نرقص الان ، هيا |
| Evet, belki de bir düğün veya toplantı gibi bir şey için şehirdeydi ve kiraladı. | Open Subtitles | ربما قام بسرقتهم ايضا اجل,او ربما كان بالمدينه من اجل حفل زفاف او اجتماع او شىء كهذا,وربما قام بتأجيرهم |
| Eğer geriye doğru bir düğün kimden, elde diğer üyeleri biliyor, bu yüzden izin verirseniz ... çünkü, döndürebilirsiniz | Open Subtitles | اذا كنتم تريدون حضور حفل زفاف واحد بدون ان يعلم الآخرون يمكننا ان ننقسم |
| O bizim her şeyimiz ve ona büyük bir düğün yapıp, kutlamak istiyoruz. | Open Subtitles | فهىكلمالدين،فهى ابنتاالوحيدة.. ونحن نريد أن نحتفل بزواجها فى حفل زفاف ضخم |
| Aslında biz, açık alanda bir düğün düşünüyorduk. Hayır. | Open Subtitles | نحن في الحقيقة سنختار حفل زفاف في الهواء الطلق |
| Sadece parasını karşılayabileceğim, benimmiş gibi hissettiren küçük bir düğün istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد حفل زفاف صغير يمكنني تحمل تكلفته حفل زفاف أحس بأنه لي |
| Elka, eğer senle büyük bir düğün... hakkında konuşmasaydık bunların hiç biri olmayacaktı. | Open Subtitles | لو أننا لم تحدث لك إلى وجود حفل زفاف كبير. |
| Bu, hep istediğin tarzda sade bir düğün olabilir. | Open Subtitles | هذا يمكن أن يكون حفل الزفاف بسيطة لقد أردت دائما. |
| Bak düşündüm de, bunu telafi etmemin tek yolu size yeni bir düğün yapmak. | Open Subtitles | انظري، لقد فكرت بذلك والطريقة الوحيدة التي يمكن ان اعوض بها هي باعطائك حفل زواج جديد |
| Ben bir düğün şarkıcı var çalışmayan bir anevrizma ile . | Open Subtitles | لديّ مغني حفلات زفاف مصاب بتمدد الأوعية الدموية غير صالحة للعمل |
| Bebeğim, bu bir düğün, tamam mı? İlla ki kültür çatışması olacak. | Open Subtitles | حبيبي إنه زفاف و يحدث خلاف بين الطبقات |
| Bak, Maury. Yerel bir düğün. | Open Subtitles | أنظر يا مورى زيجة محلية |
| Sana hediyemi şahsen vermek istedim çünkü bir düğün davetiyesi almayacağım çoktan belli oldu. | Open Subtitles | أردت إعطائك هديتي شخصياً بما أنه يبدو واضحاً أني لن أتلقى دعوه للزفاف |
| bir düğün töreni kâbusa dönüştü. | Open Subtitles | من ناحية أخرى, حفلة زفاف تحولت إلى كابوس |
| Annenle ben ön bahçede evlendik. Biliyorum, ama... Bianca anlı şanlı bir düğün istiyor. | Open Subtitles | أعلم هذا لكن بيانكا تريد زفافاً كبيراً مع كل الإضافات |
| Sessiz bir düğün düzenlediğinizi biliyorduk, ama küçük bir kutlamanın mahsuru olmadığını düşündük! | Open Subtitles | ربما نعلم أنك ترغبين بزواج هادئ لكن رغم هذا لا بد من الإحتفال قليلاً |
| Bu bir düğün. Nedimeler her zaman düğünleri mahveder. | Open Subtitles | انه زفاف تتمني الوصيفات فيه الحظ السعيد دائما |
| Jen'in ailesi, ona büyük bir düğün için baskı yapıyorlar. | Open Subtitles | حَسناً، أباء جِن يَضْغطُها أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ هذا الزفاف الكبيرِ. |
| Ne kadar büyük bir düğün. | Open Subtitles | يا لة من زفاف ضخم. |
| Muhteşem bir düğün için fazla zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | في ثلاثة أيامِ. لا، أُريدُ وقتا للتجهيز لزفاف كبير. |