ويكيبيديا

    "bir dükkan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • متجراً
        
    • متجر في
        
    • محلا للتنجيم
        
    • محل في
        
    • محلاً
        
    • متجر جديد
        
    • متجر صغير هنا
        
    Asla bir şey yapmadı. Rahat bir dükkan soygunu, o kadar. Open Subtitles كان نظيفاً تماماً لم يفعل قط شيئاً سرق متجراً وهذا كل شيء
    %40 olan çok fazlaydı, ben de ayarlama yapan bir dükkan buldum. Open Subtitles الـ40 بالمائة كانت أكثر من اللازم، فوجدت متجراً يعدّها خصوصاً
    Yarın Dublin' deki bir dükkan için anlaşma yapacaktım. Open Subtitles كنت على وشك إنهاء صفقة شراء متجر في دبلن غداً
    Öyleyse bir dükkan aç. Open Subtitles أفتح محلا للتنجيم إذن
    Sokağın başında bir dükkân var. Open Subtitles هناك محل في أسفل الطريق مباشرة
    Mumbai'nin arka sokaklarından birinde küçük bir dükkan işletiyor. TED يدير محلاً صغيراً في أحد الشوارع الخلفية في مومباي
    Yeni bir dükkan açıp yaşamaya devam etsem bile babam bundan mutlu olmazdı. Open Subtitles حتّى إذا أمتلك متجر جديد وحياة جديدة، أبي لن يكون سعيد.
    Çok geçmeden, hedefi kalmamış başka birisi çok tatlı başka bir dükkan açacak. Open Subtitles لن تمره فتره طوليه حتى تأتي روح بلا هدف لتفتتح متجر صغير هنا
    Eğer benim annem ve babam bir dükkan işletselerdi, ben orada bir saniye bile durmazdım. Open Subtitles إن أدار أبي وأمّي متجراً لما دخلته أبداً.
    Uzaklaşmak için araba çalacaktır. Paraya sıkışınca bir dükkan soyacaktır. Open Subtitles سيحتاج للابتعاد ،سيسرق سيّارة سيحتاج للنقود ، و سوف يسرق متجراً
    Uzaklaşmak için araba çalacaktır. Paraya sıkışınca bir dükkan soyacaktır. Open Subtitles سيحتاج للابتعاد ،سيسرق سيّارة سيحتاج للنقود ، و سوف يسرق متجراً
    Burada bir dükkan var diye duydum. Open Subtitles سمعت أن الوسيط جهز متجراً هُنا
    Sandaletler için harika bir dükkan biliyorum. Open Subtitles أعرف متجراً رائعاً للصنادل.
    1924 yıIında, medyumluk yaparken bir dükkan açmış. Open Subtitles لقد فتحت متجراً بـ(جراندفيو) في عام 1924 م
    Montana'da bir dükkan 1,5 belki 2 gün uzaklikta. Open Subtitles في متجر في مونتانا على مسيرة يوم ونصف أو يومان من هنا
    Broadway'de onlarla dolu bir dükkan var. Open Subtitles هناك متجر في برودواي ملئ بهذه الأشياء
    Mahallenizde daima bir yer vardır, bir dükkan ki devamlı el değiştirir. Open Subtitles أتعرفون عندما يكون هناك متجر في منطقتكم... يغّير نشاطه بشكل مستمر...
    Öyleyse bir dükkan aç. Open Subtitles أفتح محلا للتنجيم إذن
    İlerideki köşede bir dükkân var. Open Subtitles هنالك محل في الناصية المقابلة
    Önce kendi bahçemde bir dükkan açtım ve çömlek yapıp Budapeste'de pazarda satmaya başladım. TED في البداية أسست محلاً في حديقتي الخاصة وصنعت فخارات للبيع في ساحة البيع في بودابست
    Her şey yoluna girmeye başladı.Yeni bir dükkan. Open Subtitles جميع الأمور أصبحت جيدة. متجر جديد.
    Evet, buradan sağa dön. Orada küçük bir dükkan var. Open Subtitles نعم، إستدر هنا هناك متجر صغير هنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد