| Hayır. Durumunda bir değişiklik yok. | Open Subtitles | لا ، لا تغير في حالتها |
| Ölçümlerinde bir değişiklik yok. | Open Subtitles | لا تغير في القياسات |
| Kaza yok, trafik ışıkları yok, hız limitinde bir değişiklik yok ya da yol daralmıyor. | TED | لا يوجد حادث ولا إشارة مرور ولا تغيير في حدود السرعة ولا تضيّق في الطريق. |
| Basının desteğini almadı anket sonuçlarımda bir değişiklik yok. | Open Subtitles | أعني، لم يكن هنالك تغطية إعلامية ولا يوجد تغير في أرقام التصويت |
| Anlıyorum. Her şey hazır. bir değişiklik yok. | Open Subtitles | نعم بالطبع أنا افهم كل شيء جيد لا يوجد تغيير التسليم يوم الأربعاء |
| Hiç bir değişiklik yok. | Open Subtitles | لم يتغير شئ والآن ستعلمين كيف كان شعوري |
| Yine de çıkış geçitlerini yerleştirmeyi başarmış. Planda bir değişiklik yok. | Open Subtitles | لكنّه تمكّن من وضع المخارج، ولا تغيير في خطّتنا. |
| Ve Eddie'nin durumunda bir değişiklik yok. | Open Subtitles | ولا تغيير في حال (إدي) |
| Göstergelerde bir değişiklik yok. | Open Subtitles | لا يوجد تغير في الأعضاء الحيويه |
| Son analizlere göre, sizin durumunuzda bir değişiklik yok. | Open Subtitles | لا يوجد تغير في حالتك |
| Görünüşte herhangi bir değişiklik yok. | Open Subtitles | لا يوجد تغير ملحوظ في المظهر |
| İyiyim. bir değişiklik yok. Kaydım. | Open Subtitles | أنا بخير، لا يوجد تغيير لقد انزلقت فحسب. |
| -Hâlâ bir değişiklik yok. | Open Subtitles | -لازال لا يوجد تغيير |
| bir değişiklik yok, Cecilie. | Open Subtitles | (لا يوجد تغيير يا (سيسيل |
| Başkan Hassan'ın durumunda herhangi bir değişiklik yok, değil mi? Korkarım ki, yok. | Open Subtitles | هل يمكنني الافتراض أنه لم يتغير شئ بخصوص وضع الرئيس (حسان)؟ |
| bir değişiklik yok. | Open Subtitles | -حسن، لا فرق. لم يتغير شئ |