| Bu aykırı bir durumdu ve aykırı durumlar üzerinde düşünmeden edemiyordu. | TED | كانت حالة شاذة، وبقيت متحيرة بالحالات الشاذة. |
| Acil bir durumdu. Kızlar kaçırıldı sandım. | Open Subtitles | كانت حالة طارئة، ظننتُ أنّ الفتاتين اختُطفتا |
| Her yer kan içindeydi. Rezalet bir durumdu. | Open Subtitles | كانت الدماء في كل مكان كان الوضع فوضوياً |
| Herkesin mücadele etmesi gereken bir durumdu. | Open Subtitles | كان الوضع بحاجة لأي و كل المساعدة,أنت تعلم؟ |
| Evet, ama önemli bir durumdu, tamam mı? | Open Subtitles | نعم لكنّ ذلك كان موقفاً فريداً , حسناً ؟ |
| - Onun için zor bir durumdu. | Open Subtitles | لقد كان وضعا صعبا بالنسبة له أنا أفهمك |
| Kasti olarak bir polis memurunun cesedi için yanlış tespitte bulundun. Kimlik tespit edebilmek için çok korkunç bir durumdu ama. | Open Subtitles | لقد أخطأت عمداً في التعرف على جثة ضابطة شرطة. لقد كانت حالة فظيعة للخطأ في التعريف. |
| Bir genç annenin kendi bebeğini boğduğu bir durumdu, | Open Subtitles | لقد كانت حالة من حالات المرهقة التي جعلت الأم تكره طفلها |
| - Özel bir durumdu. Ne kadar özel olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ــ لقد كانت حالة فريدة من نوعها ــ لقد حصلتُ على توبيخ قاسي |
| Evet, ama acil bir durumdu. | Open Subtitles | أجل ، أعترف ولكنها كانت حالة طارئة |
| Onlar için umutsuz bir durumdu. | Open Subtitles | كان الوضع ميئوساً منه بالنسبة لهم |
| Evet, oldukça karmaşık bir durumdu. | Open Subtitles | نعم، حسنا، كان الوضع فوضوي للغاية. |
| Bu çok korkutucu bir durumdu. | TED | كان الوضع مرعبًا جدًا جدًا. |
| -Zor bir durumdu ve bir karar verdim. | Open Subtitles | لقد كان موقفاً صعباً واتخذت القرار |
| Zor bir durumdu ve bir karar verdim. | Open Subtitles | لقد كان موقفاً صعباً واتخذت القرار |
| Bu, kolay bir çözümü olmayan karmaşık bir durumdu. | Open Subtitles | كان موقفاً معقداً من دون حلاً سهلاً |
| Bu sıra dışı bir durumdu. | Open Subtitles | كان وضعا غير أعتيادي |
| Herkes için zor bir durumdu. | Open Subtitles | لقد كان وضعا صعبا للجميع |
| Biliyorum ama bu sıra dışı bir durumdu. | Open Subtitles | اعلم ولكن هذا كان وضعا خاصا |
| Rahatsız edici bir durumdu. Neredeyse olay çıkacaktı. | Open Subtitles | لا أصدق تصرفي على العشاء - كان وضعاً صعباً - |
| Bu, istisnai bir durumdu. | Open Subtitles | كلاّ , لم يكن ابننا يعاني أية مشاكل بالعنف |