| Bu ulusun kültür tarihini yeniden yazmamız için bir fırsat bu. | Open Subtitles | مثيراً للاهتمام؟ إنها فرصة لنا لنعيد كتابة التاريخ الثقافي لهذه البلاد |
| Yeteneklerini yeni keşfetmiş biriyle nasıl ilgileneceğini öğrenmen için bir fırsat bu. | Open Subtitles | إنها فرصة كي تتعلمي كيفية التعامل مع شخص ظهرت له قدرات جديدة |
| Bu filmin gösterildiği sinemayı, oturma odasını ya da uçağı terk etmeniz için eşsiz bir fırsat bu. | Open Subtitles | ,هذه فرصة رائعة للخروج من السينما غرفة معيشة أو طائرة يتم عرض هذا الفيلم فيها |
| Bu filmin gösterildiği sinemayı, oturma odasını ya da uçağı terk etmeniz için eşsiz bir fırsat bu. | Open Subtitles | هذه فرصة ملائمة إن كنت ستغادر المسرح أو المكان الذى يعرض به الفيلم |
| Okyanus Kralı'nın daha büyük bir mecraya adımını atacağı büyük bir fırsat bu. | Open Subtitles | انها فرصة كبيرة لملك الأمواج أن يصعد المنصة |
| Bunu değiştirmek için mükemmel bir fırsat bu bence. | Open Subtitles | أعتقد أن هذة فرصة مثالية لتغيير ذلك |
| Maksadım baskı yapmak değil, biliyorsun, iyi bir fırsat bu. - Biliyorum. | Open Subtitles | لا اريد الضغط عليك,و لكنها فرصة جيدة كما تعلمين |
| Amanda ise bakıp şöyle dedi, "Simetrimi yeniden kazanmak ve özgünlüğümü benimsemek için bana verilmiş bir fırsat bu." | TED | أماندا نظرت لها وقالت، إنها فرصة لي لاستعادة تناظري واعتناق أصالتي. |
| Başka eyaletlerde arkamızı toplayabilmen için harika bir fırsat bu. | Open Subtitles | إنها فرصة أن تنظفي من بعدنا في ولاية مختلفة |
| Yapımcılarınıza harika bir TV gözünüz olduğunu kanıtlamak için mükemmel bir fırsat bu. | Open Subtitles | إنها فرصة ممتازة لتبهري منتجيك بعينك اللاقطة للعروض الجيدة للتلفاز. |
| İlginç. Bir sürü olasılıkla dolu bir fırsat bu. | Open Subtitles | هذا مُثير، إنها فرصة تعج بالإمكانيات |
| Boşa harcayamayacağımız, paha biçilemez bir fırsat bu. | Open Subtitles | إنها فرصة ثمينة لا يسعنا إهدارها |
| Boşa harcayamayacağımız, paha biçilemez bir fırsat bu. | Open Subtitles | إنها فرصة ثمينة لا يسعنا إهدارها |
| Ben de ona çok iyi olduğunu söyledim. Hayatta karşına bir kere çıkacak bir fırsat bu. | Open Subtitles | وأخبرتها أنّه لا بأس به هذه فرصة لمرّة واحدة في العمر |
| Hayır, sinirini yapıcı olarak yansıtmayı öğrenebilmen için iyi bir fırsat bu, tamam mı? | Open Subtitles | كلا, هذه فرصة مناسبة لك لتتعلم كيفية التعبير عن غضبك بشكل مثمر, حسناً؟ |
| Ayrıca, sizin, benim dışımda arkadaşlığınız olması için bir fırsat bu. | Open Subtitles | بالإضافة، هذه فرصة لكما يا رفاق لتكون بينكم صداقة خاصة بكم خارجة عني |
| Tepetaklakların kökünü kazımak için bulunmaz bir fırsat bu! | Open Subtitles | هذه فرصة مثالية لاجد البقية من هؤلاء الآثمين |
| Yaşayan bir efsanenin ağzına sıçtığını görmesi için bir fırsat bu. | Open Subtitles | هذه فرصة له لأن يراك تنتصر على اسطورته الحية |
| Saçma sapan bu seçimleri iptal etmen için bir fırsat bu. | Open Subtitles | هذه فرصة لك, لكي تلغي هذه الإنتخابات السخيفة |
| Hayır, inanılmaz bir fırsat bu. | Open Subtitles | لا، انها فرصة مدهشة |
| Tarihi bir fırsat bu. | Open Subtitles | انها فرصة تاريخية |
| İyi bir fırsat bu. | Open Subtitles | انها فرصة جيدة |
| Bunu değiştirmek için mükemmel bir fırsat bu bence. | Open Subtitles | أعتقد أن هذة فرصة مثالية لتغيير ذلك |
| - Harika bir fırsat bu, anne. | Open Subtitles | لكنها فرصة ذهبية, أماه |