| Kendimi ele vermeye geldim. Bagajımda parçalara ayrılmış bir fahişe cesedi var. | Open Subtitles | أنا هنا لكي أسلم نفسي لدي في سيارتي عاهرة مقطعة الى اشلاء |
| Ben de gerçekçi olarak tam bir fahişe olmuş olmanı bekleyemem. | Open Subtitles | أجل، وأنا لا أظن سوى أنك قد تحوّلتِ إلى عاهرة الآن |
| Çünkü buradaki arkadaşım ucuz bir fahişe ve eminim ki memnuniyetle... | Open Subtitles | لأنّ صديقتي هنا عاهرة رخيصة وأنا واثقة من أنها ستكون سعيدة |
| Uykunuzda konuşurken duyduğunu düşündüğünüz bir fahişe ya da hostes varsa, bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | إذا هناك مومس أو مضيّفة هناك تعتقد لربما سمعتك في نومك، أحتاج للمعرفة. |
| O bir ulusun kraliçesi. bir fahişe, esrarkeş ya da hizmetçi değil. | Open Subtitles | اعني انها ملكه و ليست عاهره او مدمنه او خادمه |
| bir fahişe. - Sanırım baskın olanlardan. | Open Subtitles | إنها بائعة هوى ، أعتقد أنها من النوع الذي يعذب بالضرب |
| Daha da kötüsü bu cenahta başka bir fahişe olması. | Open Subtitles | كلا,السيء للغاية هو أنه لاتوجد عاهرة أخرى في هذهِ القذارة |
| bir fahişe silah sesi duyduğunu bildirmiş ama vuranı görememiş. | Open Subtitles | اتصلت عاهرة بشأن طلق ناريّ ولكنّها لم ترَ مطلق النار |
| Bayan Florrick, eşiniz sizi Amber Madison adında bir fahişe ile aldattı. | Open Subtitles | إذاً سيدة فلوريك, لقد قام زجك بخيانتك مع عاهرة تدعى آمبر ماديسون |
| Kampüs etrafında ucuz parfüm tutkusuyla gülünç bir fahişe gibi dolanıyorsun. | Open Subtitles | تتخبطين حول الحرم الجامعي مثل عاهرة سخيفة مع ولع للعطور الرخيصة |
| Hatta, bir keresinde bu adamı vakvaklayan bir fahişe kaldırırken gördüm. | Open Subtitles | في الحقيقة، رأيته مرة من المرات يحاول التعرف على بطة عاهرة |
| Bak, adı Shasta olan erkek bir fahişe polisi oynuyorum ben. | Open Subtitles | انظر،أتعرف امثل شخصية شرطي في غطاء سري كرجل عاهرة اسمها شاستا |
| Bak, adı Shasta olan erkek bir fahişe polisi oynuyorum ben. | Open Subtitles | انظر،أتعرف امثل شخصية شرطي في غطاء سري كرجل عاهرة اسمها شاستا |
| Otobüs durağındaki bakireden daha çok yerde yatan bir fahişe olman gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى عذراء أقل في محطة القطار و عاهرة أكثر على الأرض. |
| Onun gibi yaşlı bir fahişe, bunu demek istedin değil mi? | Open Subtitles | مجرد عاهرة عجوز مثلها , هذا ما كنت تعنينه أليس هذا صحيحاً ؟ |
| Maria Kupiecka, bir fahişe, aynı zamanda ajanlarımızdan biri. | Open Subtitles | ماريا كوبييتسكا ، عاهرة و اٍحدى عملائنا السريين |
| Ama bir fahişe cinayetini çözmenize yardım etsem memnun olurdunuz. | Open Subtitles | و لكن اذا كنت أستطيع مساعدتك في حل قتل عاهرة ، فاٍنك تسعد لذلك |
| Aralarında bir bağ bulunmayan iki müşteri ve bir fahişe. | Open Subtitles | إذن رجلان و مومس و لا توجد صلة واضحة بينهم |
| Ted'in onu bir fahişe sandığını bilmiyor. | Open Subtitles | ِ انها لا تملك اي فكرة ان تيد يعتقد انها عاهره |
| Dedektif Bosch, kurbanın bir fahişe olduğu ve cesedinin çöp konteynırında bulunduğu doğru mu? | Open Subtitles | أيها المُحقق ، ما مدى صحة معلومة أن الضحية كانت بائعة هوى ؟ وهل وُحدت جثتها فى صفيحة قمامة ؟ |
| Kürsüye çıktığımda, hala burada oturuyor olursan, buradaki herkese senin ne kadar sahtekar ve yalancı bir fahişe olduğunu anlatacağım. | Open Subtitles | إن مازلتِ على هذا المقعد عندما أصل إلى المنبر سوف أقوم بإخبار هؤلاء الناس بأنك إمرأة فاسقة , كاذبة و خائنة |
| Saat hatları kokain çizgileri, kadranlar gay bar tabelaları... veya zamanın kendisi siyah deriler içinde ibne bir fahişe olmadıkça. | Open Subtitles | وعقاربها تبدو كعلامات حانات الشواذ أو أنّ الوقت نفسه كان أشبه بمحتال عاهر يرتدي سترة جلدية سوداء |
| Küçük bir fahişe olmakta mı harika? | Open Subtitles | أهي عظيمةٌ لـكونها عاهرةً عظيمة ؟ |
| Hey hey, yarım yüzlü bir fahişe hiç yoktan iyidir di mi ? | Open Subtitles | ساقطه بنصف وجهه افضل من لا شئ , اليس كذلك؟ |
| Adam, bir fahişe için geziniyordu. Park etmesine izin vermem için bana bir 50'lik verdi. | Open Subtitles | كان ذلك الرجل يوصل مومساً, و قد مرر لي 50 دولاراً لأسمح له بالوقوف |
| Plakası uygun, sıradan biri bizi eğlenmek için şehre inmiş iki çiftçi ve bir fahişe zanneder. | Open Subtitles | وهي تحمل لوحات قانونية، لذا الشرطي العادي سيعتقد بأنّنا مزراعين وعاهرة قد أتينا لقضاء وقتٍ ممتع هنا |
| Sadece, harcadığımız parayla sana, çoğu çılgın fetişini karşılayacak bir fahişe ayarlayabilirdim. | Open Subtitles | بوسعي تقديم لك محترف يشبع كلّ رغباتك |
| Fahişelere gide gele sen de bir fahişe olup çıktın! | Open Subtitles | تواجدك مع الغانيات جعل منك غانية |
| bir fahişe yerine konuldum. | Open Subtitles | لقد اطلق علي أني باغية |