| Çantasında bir fotoğraf var, adresin üstünde yazılı. | Open Subtitles | كان هناك صورة في حقيبة يدّها، عنـوانك علـيها |
| İçinde bakmanı istediğim bir fotoğraf var. | Open Subtitles | هناك صورة بالداخل أريدكِ أن تلقي نظرة عليها. |
| Zach ile Nisa'nın birlikte olduğu ve müslüman ailesinin de olduğu bir fotoğraf var, ...ve bu babamı incitebilirmiş. | Open Subtitles | هناك صورة لزاك ونيسا مع والديها المسلمين ويبدو أنها قد تضر بأبي |
| Müvekkilinizin, müteveffa ile birlikte olduğu bir fotoğraf var. | Open Subtitles | لدينا صورة فوتوغرافيه تجمع موكلتك مع المجني عليها |
| Annemin işaret dili dersinin mezuniyetinde o çantayla çekildiği bir fotoğraf var bende. | Open Subtitles | لدي صورة لإمي وهي ترتدي الحقيبة في حفل تخرج لغة الاشارة الخاص بها |
| Benim aklımdan hiç çıkmayacak bir fotoğraf var zaten. | Open Subtitles | لديّ صورة في عقلي لن ترحل بعيداً أيمكنك التقاطها ؟ |
| - O taktığın saatin içinde bir fotoğraf var. | Open Subtitles | هذه الساعة التي ترتديها هناك صورة بداخلها |
| - O taktığın saatin içinde bir fotoğraf var. | Open Subtitles | هذه الساعة التي ترتديها هناك صورة بداخلها |
| Pantolonumun arka cebinde bir fotoğraf var. | Open Subtitles | في سروالي، الجيب الخلفي. هناك صورة. |
| Başka bir fotoğraf var. Birisi şimdi yüklemiş. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} هناك صورة أخرى لتوه رفعها أحدهم |
| Benim bildiğim kadarıyla yalnızca bir fotoğraf var ve Meechum hala bankada diyor. | Open Subtitles | بحسب ما أعلم هناك صورة واحدة فقط ،ميتشم) يقول أنها) ما زالت في البنك |
| Benim bildiğim kadarıyla yalnızca bir fotoğraf var ve Meechum hala bankada diyor. | Open Subtitles | بحسب ما أعلم هناك صورة واحدة فقط ،ميتشم) يقول أنها) ما زالت في البنك |
| Annemin Cody ve Logan'ın arasında olduğu çerçeveli bir fotoğraf var. | Open Subtitles | هناك صورة بإطار لـ(كودي) و(لوغان) وأمي في المنتصف |
| Telefonumda bir fotoğraf var. | Open Subtitles | هناك صورة على هاتفي |
| bir fotoğraf var. | Open Subtitles | هناك صورة |
| - Elimizde bir fotoğraf var. | Open Subtitles | لدينا صورة كذلك. |
| Yani yeni bir fotoğraf var. | Open Subtitles | لذا لدينا صورة حديثة. |
| Elimizde bir fotoğraf var. | Open Subtitles | لدينا صورة |
| Sizin ilgilizi çekebilecek bir fotoğraf var elimde. | Open Subtitles | لدي صورة التي اعتقدت ربما تكون ذات اهمية بالنسبة لك |
| 1930'da bir zencinin şu taburede oturduğu bir fotoğraf var. | Open Subtitles | لدي صورة لزنجي جالساً هناك في ذلك المقعد في الثلاثينات 1930 |
| Bakmanı istediğim bir fotoğraf var. | Open Subtitles | .اه, لدي صورة احتاج منك ان تريها |
| Benim de penceremde böyle bir fotoğraf var. | Open Subtitles | لديّ صورة على النافذة مثل هذه |