| Comique Tiyatrosu'nda bir gösteriye gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبت لرؤية عرض في مسرح كوميك |
| Çünkü Elliot ile yemeğe sonra da Gorge'da bir gösteriye gideceğiz. | Open Subtitles | وبعدها سنتفرج على عرض في "غوج" |
| Çünkü Elliot ile yemeğe sonra da Gorge'da bir gösteriye gideceğiz. | Open Subtitles | يجب أن أسرع الآن فأنا و (إيليوت) سنتناول العشاء "وبعدها سنتفرج على عرض في "غوج |
| Bu, neden benimle hiç bir gösteriye gelmediğini açıklıyor. | Open Subtitles | سيعلل ذلك سبب عدم تمكني من إقناعه بمرافقتي إلى عرض موسيقي |
| Olay şu: Lin olmak zorunda değilsin, gerçek hayatında bunu yapmak için bir gösteriye döndürmek isteyeceğin bir kitabın olmak zorunda değil. | TED | إليكم الشيء المهم: لستم مضطرين أن تكونوا مثل لين، لستم مضطرين أن يكون لديكم كتابًا تريدون تحويله إلى عرض مسرحي حتى تقوموا بهذا في حياتكم الفعلية. |
| Ürün ile ilgili küçük bir gösteriye ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | سيحتاج إلى عرض تقديمي قصير أولاً |
| Basit bir gösteriye kan bulaştırdı. | Open Subtitles | حول عرض بسيط إلى عرض دموى. |