| Asil mi asil bir hanımla randevum var." | Open Subtitles | لدي موعد غرامي مع سيدة من الطبقة الغنية. |
| Siz de sinemadaydınız, bir hanımla. | Open Subtitles | وماذا في ذلك ؟ حتى أنا عرفتك كنت مع سيدة صغيرة في السينما |
| Benim dükkanın düzenli müşterilerinden, genç bir hanımla. | Open Subtitles | مع سيدة صغيرة و هى زبونة معتادة فى المقهى. |
| Onun e-posta hesabını paylaştığı bir hanımla ilişkisi vardı. | Open Subtitles | كان له علاقة غرامية مع سيدة ما كان يتشارك في حساب البريد الإلكتروني معها |
| Toplantımızı kaçırdı çünkü bir hanımla meşguldü. | Open Subtitles | لقد فو الإجتماع لأنه كان مشغولاً مع سيدة. |
| Ama şimdi yanında güzel bir hanımla neredeyse bir insana benzemiş. | Open Subtitles | و الآن, مع سيدة جميلة, فهو يبدو ككائن بشرى... |
| Bittiğinde, Gaston Lachaille başka bir hanımla gidecek. | Open Subtitles | و عندما سينتهي ذلك, سيغادر غاستون لاشاي) مع سيدة أخرى) |
| Sen çıplak bir hanımla banyo perdesine sarılmayı nasıl başardın? | Open Subtitles | . مع سيدة عارية ؟ ... |