| Ve Maysoon'un Çocukları'nı kurdum, Filistinli göçmen çocuklara benim ailemin bana verdiği şansın birazcığını verebilmeyi amaçlayan bir hayır kurumu. | TED | أسست مؤسسة ميسون للأطفال، وهي مؤسسة خيرية تأمل أن تعطي الأطفال من اللاجئين الفلسطينيين شيئا بسيطا مما قدمه والديَّ لي. | 
| Ama UNICEF o kadar büyük ve geniş bir hayır kurumu ki sizin az miktardaki bağışınızın nasıl bir fark yaratacağını zihinde canlandırmak biraz zor olabilir. | TED | لكني أعتقد أن اليونيسيف تكون مؤسسة خيرية كبيرة فقط مما سيجعل من الصعب تصور كيف لتبرعك الصغير أن يحدث تغيرا | 
| Bak, parayla bir hayır kurumu başlatabileceğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | انصت، كنت أفكّر في بدء مؤسسة خيرية بهذا المبلغ. | 
| 60 ülkedeki fakir çocukları doyuran bir hayır kurumu işletiyor. | Open Subtitles | تدير جمعية خيرية التي تغذي الأطفال الفقراء في 60 بلدا | 
| Muhtemelen arkasına gizlenecek iyi ve temiz bir hayır kurumu arıyor. | Open Subtitles | هي ربما سوف تبحث عن جمعية خيرية لكي تختبئ خلفها | 
| Herkes kocamın neden bir hayır kurumu işlettiğini soruyor. | Open Subtitles | الجميع يسألني لماذا زوجي يقوم بإستضافة حفل خيري | 
| Herkes kocamın neden bir hayır kurumu işlettiğini soruyor. | Open Subtitles | الجميع يسألني لماذا زوجي يقوم بإستضافة حفل خيري | 
| Meşru bir hayır kurumu için yeterince toplayabilmiş miyiz? | Open Subtitles | هل وضعت اموال كافية لتكوين مؤسسة خيرية قانونية؟ | 
| Düşündüm ki, ortaokula geçiş yapan çocuklara yardım edecek bir hayır kurumu kurabiliriz. | Open Subtitles | ما فكرت به كان، مؤسسة خيرية تساعد الأطفال بالقيام بعملية الإنتقال للمرحلة الثانوية أسهل | 
| Bunun vergilerini ödeyen zararsız bir hayır kurumu olduğunu düşünseydik, burada olmazdık. | Open Subtitles | لن نكون هنا إن إعتقدنا أن هناك مؤسسة خيرية غير مؤذية و مجنونة تدفع لهم ضرائبهم. | 
| Sudan'daki genital mutilasyon hastaları için bir hayır kurumu kurup onun adını verdim. | Open Subtitles | وقد سميت مؤسسة خيرية بأسمها لضحايا تشويه الأعضاء التناسلية بالـ"سودان" | 
| Ve Shinerama'yı destekleyen büyük bir tabela taşıyordun, bunun açılımı Kistik Fibrozisle Savaşan Öğrenciler," - yıllarca birlikte çalıştığım bir hayır kurumu - "ve elinde bir kova dolusu lolipop vardı. Ve sıra boyunca yürüyordun ve sıradaki insanlara lolipop veriyor, | TED | وكنت تحمل أعلان كبير ل "شينراما" "طلاب يكافحون التليف الكيسي " - مؤسسة خيرية عملت فيها مدة 5 سنوات - و كان لديك صندوق مليىء بالمصاصات وكنت تمشي حاملا المصاصات تعطيها | 
| ...ama burası bir hayır kurumu değil. | Open Subtitles | .ولكن هذه ليست مؤسسة خيرية | 
| Spor alanları olmayan ve sağlıklı beslenemeyen yoksul mahallelerdeki çocuklara yardım için kurulmuş bir hayır kurumu. | Open Subtitles | إنها جمعية خيرية لأجل المراهقين الصغار الذين لا يمكنهم الحصول على رياضة أو غذاء صحي | 
| Babası senatör. Annesi bir hayır kurumu yönetiyor. | Open Subtitles | والدها سيناتور ووالدتها تدير جمعية خيرية | 
| Kendi başıma bir hayır kurumu kurmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكر في بدأ جمعية خيرية خاصة بي | 
| Nasıl bir hayır kurumu? | Open Subtitles | أى جمعية خيرية ؟ | 
| bir hayır kurumu daha mı var? | Open Subtitles | هو لديه جمعية خيرية آخرى؟ | 
| Hamptons hanımefendileri bir hayır kurumu balosunda sadece bir kere giymek için 15 bin dolar harcarlar bunlara. | Open Subtitles | أنها فقط النوع الذي سيّدات من "هامبتون " ستنفق 15 ألف دولار لكي ترتديها مرة في حفل خيري. |