| Bazen bir saat, kendimize verdiğimiz bir hediyedir. | Open Subtitles | وأحياناً, تكون الساعة هبة نمنحها لأنفسنا |
| Yani, bu, dedektif olmak isteyen herkes için bir hediyedir, ...çünkü önündeki engel, bir ilham kaynağıdır. | Open Subtitles | أعني ، هذه هبة لشخص يريد أن يكون محققا ، إنها عقبة ، . لكن العقبة ملهمة |
| Bu sakatlık belki bir hediyedir. Şuna bak. | Open Subtitles | ربما هي هبة مخفية |
| Aynı gecede hem Yahudileri hem de teröristleri temizlemek bizim için bir hediyedir. | Open Subtitles | انها هبه للعبث مع الإرهابيين و اليهود بنفس الليله |
| Aynı gecede hem Yahudileri hem de teröristleri temizlemek bizim için bir hediyedir. | Open Subtitles | انها هبه للعبث مع الإرهابيين و اليهود بنفس الليله |
| Bir kadının kalbinin anahtarı... beklenmedik bir zamanda gelen beklenmedik bir hediyedir. | Open Subtitles | المفتاح لقلب المرأة هو هدية مفاجئة في وقت غير متوقع |
| Ama hafıza bir hediyedir. | Open Subtitles | لكن ذكرى قد تكون أيضا هبة |
| Belki de bu gece bir hediyedir. | Open Subtitles | الليلة ربما هي هبة |
| Hayat kutsal bir hediyedir. | Open Subtitles | الحياة هبة مقدسة. |
| Çünkü aile kıymetli bir hediyedir.. | Open Subtitles | لأن العائلة هبة ثمينة |
| Ölüm kutsal bir hediyedir. | Open Subtitles | الموت هو هبة مقدسة |
| "Aile, her gün aldığınız bir hediyedir." | Open Subtitles | "العائلة هبة تتلقاها كل يوم." |
| Kurt bir hediyedir, Josh. | Open Subtitles | (الذئب هو هبة يا (جوش |
| Dünya bir hediyedir. | Open Subtitles | الأرض هبة |
| Hazırladığın her tas çorba müşterine verdiğin bir hediyedir. | Open Subtitles | كل وعاء من الرامن تحضرينه هو هدية لزبونك |
| Kaka ise ruh eşine verdiğin bir hediyedir. - Tabii ya. | Open Subtitles | ـ التغوط هو هدية تمنحه لتوأم روحك ـ حسناً |