| Bu şerifin yapacağı bir iş değil. | Open Subtitles | هذه ليست وظيفة الشريف ماذا لو عرفوا اني لم أمت ؟ |
| Benim için iyi bir iş değil çünkü bundan daha iyiyim ve daha iyi olduğumu siz de biliyorsunuz. | Open Subtitles | , ليست وظيفة جيدة لي لأنني أفضل من ذلك و أنت تعرف أني أفضل من ذلك |
| Benim için iyi bir iş değil çünkü bundan daha iyiyim ve daha iyi olduğumu siz de biliyorsunuz. | Open Subtitles | , ليست وظيفة جيدة لي لأنني أفضل من ذلك و أنت تعرف أني أفضل من ذلك |
| Fena bir iş değil. Alışmaya çalışıyorum ama bahşişler iyi. | Open Subtitles | انه ليس عملاً سيئاً،اني اعتاد عليه ولكن البقشيش رائع |
| Moda ciddi bir iş değil demek istemiyorum, Allah muhafaza. | Open Subtitles | انا لا اقول ان الازياء - لا سمح الله 0 - عمل غير جاد |
| Bayan, bu amatörlere göre bir iş değil. | Open Subtitles | سيدة، وهذا ليس وظيفة للهواة. |
| Basketbol gerçek bir iş değil. | Open Subtitles | كرة السلة ليست بعمل حقيقي |
| Karmaşık bir iş değil, ama doğru yapılması gerek. Her şey gibi. | Open Subtitles | إنه ليس عملا صعبا لكنه يجب أن يتم بدون أخطاء |
| Kolay bir iş değil, ama tabii, içeri gel. | Open Subtitles | ليست مهمة سهله، لكن بالطبع تفضل |
| Çok nadiren sıradan maddeyle etkileşime giren parçacıkları aramak acele edilecek bir iş değil. | Open Subtitles | إن البحث عن الجزيئات التي بصعوبة تتفاعل مع المادة العادية ليست وظيفة الغير صبورين |
| Canım, eğer gerçek bir iş istiyorsan, ...yapabileceğin tonla iş var ama bizim yaptığımız bir iş değil. | Open Subtitles | إذا كنت تريد وظيفة حقيقية، ياعزيزي هناك اشياء كثيرة يمكنك فعلها ولكن ما نقوم به ليست وظيفة |
| Süper bir iş değil fakat hep güzel şeyleri muhafızlar yapar. | Open Subtitles | إنها ليست وظيفة مبهرة... ولكن الحارس الجيد... يفعل أفضل ما يستطيع. |
| Bayan Harmon, bu bir iş değil. Bana göre, buraya gelmek idamı ertelemek gibi. | Open Subtitles | يا سيّدة هارمون و هذه ليست وظيفة هذا وقتُ التنفيذ بالنسبة لي |
| Başkan olmak kolay bir iş değil. | Open Subtitles | إنها ليست وظيفة سهلة أن تكون رئيس |
| Bu onun için bir iş değil, bir savaş. | Open Subtitles | إنها ليست وظيفة بالنسبة له .. إنها حرب |
| Biliyorum...biliyorum bu sana zor zamanlar yaşatıyor, ve-ve bu bebek olayı...açıkça kolay bir iş değil, ve bununla iyi baş ettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | , أعرف انكِ تمرين بوقت عصيب . . و الأمر مع الطفل , من الواضح انه ليس عملاً سهلاً |
| Hayır, evlat. Bu mor kurutma kâğıtlık bir iş değil. | Open Subtitles | كلاّ يا بنيّ، هذا ليس عملاً مع المخدرات. |
| Pek hoş bir iş değil. | Open Subtitles | عمل غير ممتع |
| Bayan, bu amatörlere göre bir iş değil. | Open Subtitles | سيدة، وهذا ليس وظيفة للهواة. |
| Basketbol gerçek bir iş değil. | Open Subtitles | كرة السلة ليست بعمل حقيقي |
| Bu fazla bir iş değil ama içini temizlerim. | Open Subtitles | أنه ليس عملا كثيراً.. لكن سيكون عليا ان أخرجها من الداخل نظيفة |
| Ayrıca süperanne olmak kolay bir iş değil. | Open Subtitles | والأمّ الخارقة ليست مهمة سهلة. |
| Kadına göre bir iş değil. Neden erkeklerden biri yapmıyor? | Open Subtitles | هذا ليس عمل امرأة لماذا لا يقوم به أحد الرجال؟ |
| İyi bir iş değil. Bir çok düşmanım var. | Open Subtitles | ليس بالعمل الجيد أنا لدي كثير من الأعداء |
| O iş 13 yaşındaki çocuğun yapabileceği bir iş değil. | Open Subtitles | هذا ليس بعمل لفتى عمر 13 عاماً |
| Cenazecilik kimsenin kendini adayacağı türden bir iş değil sanırım. | Open Subtitles | . ليس عملًا ينجرفُ له المرء؛ متعهّد دفن |
| Bu, herkesin istediği bir iş değil efendim. | Open Subtitles | إنها ليست الوظيفة التي يرغب الجميع في أدائها، يا سيدي. |
| Bak, aklında yüzlerce telefon var biliyorum, pek heyecan verici bir iş değil ama daha bir şey bulamadın mı? | Open Subtitles | إنصت، أعلم بأنه يوجد كثيرًا من المعاكسات في الهواتف هذه ليست بوظيفة مثيرة، لكن هل وجدت أي شيء بعد؟ |
| Seni temin ederim, her zamanki gibi bir iş değil. | Open Subtitles | حَسناً، إنه لَيسَ عملاً كالمعتاد، أَمْنحُك أياه |
| Unutmayın, son anda yetişecek bir iş değil bu. | Open Subtitles | تذكّروا, هذا العمل ليس لكي نقدّم ما عندنا فقط |