| Açık denizdeki sualtı araçları 1990'da çok daha sıra dışı bir keşif yaptılar. | Open Subtitles | قامت غواصات الأعماق باكتشاف آخر أكثر إثارة للدهشة عام 1990 |
| "Trevor ve dünyayla paylaşacağım inanılmaz bir keşif yapmayı planlamıştım." | Open Subtitles | لقد رحلتُ لأقوم باكتشاف مذهل لأخبر به (تريفور) والعالم كله |
| Onun bulunmasının insanlarımız için büyük bir keşif olacağına inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن إيجادها سيكون اكتشافاً عظيماً لدى الناس |
| Böyle bir zaman için olağanüstü bir keşif değil mi? | Open Subtitles | كان اكتشافاً الالهياً في مثل هذا الوقت ألاتعتقدون ذلك؟ |
| Yukarıya dikkatlice bakma zahmetinde bulunsaydın silahsız bir keşif uçağı olduğunu görürdün. | Open Subtitles | لو أرهقت نفسك بالنظر بعناية لكنت قد لاحظت أنها طائرة إستطلاع غير مُسلحة |
| Silahsız bir keşif uçağı gördüm ve bir hendeğe atladım. | Open Subtitles | قفزت في خندق اليوم بفعل طائرة إستطلاع غير مُسلحة |
| Düşmanın asker gücünü tespit için, lrak kontrolündeki bölgede rutin bir keşif görevindeydik. | Open Subtitles | كنا فى دورية روتينية فى الأراضى الواقعة تحت سيطرة العراق تقدير قوة الفرقة |
| Programın amacı bilimsel bir keşif çağı başlatılması ve okyanus havzalarının aralarının ve içlerinin anlaşılması geniş ölçüde erişilebilir interaktif uzaktan görüntülü bağlantı teknolojisinin kullanılması. | TED | والهدف من هذا البرنامج هو الإنطلاق بعصر من الإستكشاف العلمي والفهم عبر وداخل أحواض المحيطات موظفة محاضرات تفاعلية عن بُعد وذات إمكانية وصول واسعة |
| Ancak Dr El-Daly bunu dramatik bir şekilde değiştiren bir keşif yaptı. | Open Subtitles | "لكن قام د."الدالي باكتشاف غيرّ ذلك تماماً |
| 1760 yılında, Kuzey Karolina valisi Arthur Dobbs oldukça büyüleyici bir keşif yaptı. | TED | حسناً، في عام 1760، قام (آرثر دوبز)، الحاكم الملكي لولاية كارولاينا الشمالية، باكتشاف مبهر للغاية، |
| Çok heyecan verici bir keşif yaptı. | Open Subtitles | قام باكتشاف مزعزع. |
| Müthiş bir keşif yapılana dek... insanoğlunun vakit bulup eğlenebilmesi mümkün olmadı. | Open Subtitles | لم يكن اكتشافاً مذهلاً عندما تمكن الانسان من الاستمتاع بحياته |
| Böyle önemli bir keşif acemi bir İspanyol tarafından yapılmış gibi davranmak. | Open Subtitles | لتتظاهر أن اكتشافاً مهماً يأتي من قبل اسباني هاوي |
| - Bu olaganüstü bir keşif olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون هذا اكتشافاً عظيماً |
| "Düşmanın asker gücünü tespit için, lrak kontrolündeki bölgede rutin bir keşif görevindeydik." | Open Subtitles | كنا فى دورية روتينية فى الأراضى الواقعة تحت سيطرة العراق تقدير قوة الفرقة |
| Basit. lrak kontrolündeki bölgede rutin bir keşif görevindeydik. | Open Subtitles | ذلك سهل, كنا فى دورية روتينية فى الأراضى الواقعة تحت سيطرة العراق |