| Kolun kadar bir liste var. Ama hırsızlık o listede yok. | Open Subtitles | هناك قائمة بطول ذراعك لكن السرقة ليست أحداها |
| Çoğu benim için hâlâ bir bilmeceden ibaret ama anladığım tek bir liste var. | Open Subtitles | مُعظم هذا مازال غامضًا بالنسبة لي لكن هناك قائمة واحدة أفهمها |
| Bunun için çok uzun bir liste var. | Open Subtitles | هناك قائمة كبيرة من غريبي الأطوار تلائم تلك المواصفات |
| Burada bir liste var. Okur musun bana? | Open Subtitles | لدي قائمة بهم هنا |
| Burada bir liste var. Okur musun bana? | Open Subtitles | لدي قائمة بهم هاهنا |
| Bak, önemli olan tek bir liste var. | Open Subtitles | هنالك قائمة واحدة فقط تهم |
| Hayır. Evet, içeride bir liste var. | Open Subtitles | - نعم هنالك قائمة بالداخل |
| Gerçek bir acil durumda bu uçakta yer alacak 191 kişinin isminin yer aldığı bir liste var. | Open Subtitles | هناك قائمة ب 191 شخصا هم من سيكونون على هذه الطائرة في حالة الطواريء الحقيقية |
| Yaptığımız yeniliklerle ilgili uzun bir liste var bu konuşmamızda bildirmemiz biraz zor, ama -- CA: Sizden çalmalarından korktuğundan değil, öyle değil mi? | TED | هناك قائمة طويلة بالابتكارات التي قمنا بها، من الصَّعب قليلاً شرحها في هذه المقابلة، لكن.. ك أ: على الأقل لأنها يمكن أن تسرق منكم، صحيح؟ |
| Masanın üstünde duran bir liste var. | Open Subtitles | هناك قائمة على الطاولة |
| Evet. Cebimde bir liste var. | Open Subtitles | نعم,هناك قائمة في جيبي |
| bir liste var. | Open Subtitles | هناك قائمة. انا اسف , ماذا؟ |
| Ortada bir liste var, değil mi? | Open Subtitles | هناك قائمة انتظار, أليس كذلك؟ |
| - Ama bir liste var. | Open Subtitles | -لكن هناك قائمة |
| bir liste var. | Open Subtitles | ! هناك قائمة انتظار |
| İçinde... isimlerin olduğu bir liste var. | Open Subtitles | هناك ... قائمة من الناس. |