|       6 yaşından 12 yaşına kadar yedi farklı ülkede yaşadım, bir mülteci kampından diğerine giderken birileri tarafından istenenler olmayı umarak.        | TED |        من سن السادسة إلى الثانية عشرة، عشتُ في سبعة بلدان مختلفة، متنقلةً من مخيم لاجئين لآخر، على أمل أن يُصبح مرغوباً بنا.        | 
|       Ama bir mülteci kamp yerine indim, bir milyon mülteci barındıran 40 tane kamp vardı ve biz sadece 6 doktorduk!        | TED |        لكني وصلت في منطقة لاجئين في مكان يحتوي على مليون لاجئ في 40 مخيما و هنالك نحن فقط 6 أطباء.        | 
|       Öğretmenler ve diğer aileler de onlardan farklı değil, --onlar da, yeni ihtiyaçlarla mücadele eden yeni bir mülteci topluluğunun parçaları.        | TED |        وكما هو الحال أيضاً عند معلمي المخيم والآباء الآخرين -- فهم جزء من مجتمع مخيم لاجئين جديد يعاني من احتياجات جديدة.        | 
|       bir mülteci veya ev içi istismardan kaçan birileri olabilirler.        | TED |        يمكن أن يكون هنالك لاجئ أو هارب من العنف المنزلي.        | 
|       Benim için değil, bir kız için. bir mülteci.       | Open Subtitles |        ليس لي بل لفتاة، نازحة       | 
|       Mesele kimin açlıktan öleceğini seçmekse ölü bir mülteci bizim için savaşı kaybetmez.       | Open Subtitles |        إذا هي مسألة إختيار من الّذي سيجوّع... لاجىء ميت لن يخسر الحرب لأجلنا.       | 
|       Ülkemde, şehirde yaşıyorduk ve Kampala'nın bir mülteci kampından daha iyi olduğunu hissettik.        | TED |        في بلادي، عشت بالفعل في المدينة و شعرنا أن كامبالا ستكون أفضل بكثير من مخيم اللآجئين.        | 
|       Acı bir şekilde farkındaydım ki, 24 yaşında, bir kez daha, bir mülteci, bir göçmen ve öteki oluyordum ve bu sefer temelli.        | TED |        وفي سن ال24 أدركت على نحو مؤلم أنني أصبحت لاجئة ومهاجرة وأنتمي إلى الآخر مرة أخرى، وبشكل دائم        | 
|       Neredeyse her allahın günü bombalanıp duran bir mülteci kampında şimdi.       | Open Subtitles |        هي الآن في معسكر لاجئين ، حيث يتعرضون للقصف كل يوما تقريبا.       | 
|       Her şeyden önemlisi, burası bir mülteci kampı değil.       | Open Subtitles |        الأكثر أهميّة هذا لا يُمكن أَنْ يَكُون مخيّم لاجئين       | 
|       Pakistan sınırında bir mülteci kampına gidecek gönüllüler aranıyordu.       | Open Subtitles |        طالباً متطوعين لأجل مخيم لاجئين عند الحدود الباكستانية.       | 
|       M.S. 615'te, bir grup Müslüman aileleriyle birlikte gizlice Mekke'den ayrılmış ve bugün Etiyopya olarak bilinen yerde bir mülteci kampına yerleşmişlerdir.       | Open Subtitles |        في 615 م مجموعة من المسلمين تركت مكة سراً مع اسرهم وإستقرت في مخيم لاجئين فيما يُعرف الآن بــــ إثيوبيا       | 
|       Avrupa'ya 16 yaşındayken bir mülteci kampından geldi.       | Open Subtitles |        أتى إلى اوروبا من مخيم لاجئين عندما كان 16 عاماً، بدأ في الإنحراف حتى تورطه       | 
|       Orda bir mülteci kampı vardı, insanoğlunun son zamanlardaki en büyüğü.       | Open Subtitles |        كان هناك معسكر لاجئين اكبر معسكر في تاريخ البشرية       | 
|       Evet, Almanya'daki bir mülteci kampında.       | Open Subtitles |        نعم، نحن كُنّا قادرون على تَحديد مكانها في مخيّم لاجئين في ألمانيا.       | 
|       Şuan Lübnan'da 3 Lübnanlıya bir mülteci düşüyor.        | TED |        حاليا، في لبنان، لدينا لاجئ لكلّ ثلاثة لبنانيين.        | 
|       Olimpik halterde dört kez dünya şampiyonu olmuş, politik bir mülteci, kitabı olan bir şair, 62 yaşında.        | TED |        وهو بطل العالم لأربع مرات في رفع الاثقال الأولمبية، وهو لاجئ سياسي، وشاعر نشرت له أشعار، ويبلغ من العمر 62 سنة.        | 
|       Aranan bir mülteci.       | Open Subtitles |        نازحة مطلوبة أمام العدالة       | 
|       6 yaşında Mogasdishu'da kalan ve öksüz kalmış bir yiğeni olan Somalili bir mülteci.       | Open Subtitles |        لاجىء صومالي مع إبنة أخت عمرها 6 سنوات تيتمت مؤخرا في مخيم خارج مقديشيو       | 
|       Onun bir anne, bir mülteci veya zulüm mağduru olabileceğini mi düşünürsünüz?        | TED |        هل تظن أنها أم، أو لاجئة أو ضحية إضطهاد؟        |