| Çavuş McCrimmon bir nefeste tulumu şişireceğine 10 şiline bahse girmişti. | Open Subtitles | رائد ماكريمون راهنى 10 شلن أنه يمكنه سلخ عنزة فى نفس واحد |
| Tek bir nefeste, 9 metreye rahatça dalabilirler. | Open Subtitles | مع نفس واحد , هم يمكن أن يغوصوا بارتياح إلى 30 قدم |
| Doktor onu sandalyesine oturtuyor ve onun nefes verişindeki en yüksek akış oranını ölçüyor ya da basit bir ifadeyle bir nefeste dışarı atabildiği hava miktarını ölçüyor. | TED | ,و طلب منها الطبيب الجلوس و قام بقياس معدل ذروة التدفق الزفيري لديها ,و الذي يُعد في جوهره معدّل زفيرها أو كمية الهواء الذي تستطيع إخراجه في نفس واحد |