| Sherry ile olan ilişkin hakkında bir sürü soru olacak. | Open Subtitles | أعتقد سيكون هناك الكثير من الأسئلة حول علاقتك بـ شيري |
| Sherry ile olan ilişkin hakkında bir sürü soru olacak. | Open Subtitles | أعتقد سيكون هناك الكثير من الأسئلة حول علاقتك بـ شيري |
| Yapacak çok işin ve kendine sorman gereken bir sürü soru var. | Open Subtitles | لديك الكثير من العمل لتنجزه و لديك الكثير من الأسئلة لتسأل نفسك |
| Ama gelmeseydim, arayacak ve bir sürü soru sormaya başlayacaktır. | Open Subtitles | ولكن إن لم أظهر، سيبدأ في الاتصال وطرح أسئلة كثيرة |
| Anlayamadığım bir sürü soru vardı ve anlamak istemediğim sorular da vardı. | TED | كانت هناك الكثير من الاسئلة التي لم اتمكن من فهمها، وكانت هناك بعض اسئلة التي لم أرد ان أفهمها. |
| Sadece bana bir sürü soru sormak istiyorsun. | Open Subtitles | كنت تريد فقط ان تسألنى العديد من الأسئلة |
| Çok tehlikeli olabilirdi biliyordum, ilk 12 hafta özellikle. bir sürü soru vardı kafamda. | TED | أعلم أن الأمر خطرٍ جداً، ربما، خاصة في الأسابيع الـ 12 الأولى أو نحو ذلك، لذا كان في ذهني الكثير من الأسئلة. |
| ve bir sürü soru ve yorumla karşılaştım hem pozitif hem negatif. | TED | تلقيت الكثير من الأسئلة والكثير من التعليقات بشأن حالتى. |
| Şirketime bir sürü soru soracaklar. | Open Subtitles | سوف يبدأون بسؤال شركتي الكثير من الأسئلة العظيمة |
| Aklında bir sürü soru var. İşlem bilincini değiştirdiği halde hâlâ insan olarak kalıyorsun. | Open Subtitles | لديك الكثير من الأسئلة على الرغم ان النظام قد عدل كيانك |
| Bana bir sürü soru sordular. | Open Subtitles | لقد كانوا يسألونني الكثير من الأسئلة هناك , أتعلم ؟ |
| Aklında bir sürü soru var. İşlem bilincini değiştirdiği halde... | Open Subtitles | لديك الكثير من الأسئلة على الرغم ان النظام قد عدل كيانك |
| Ha, bu arada... Ben bilet satarken, herifin biri bir sürü soru sordu. | Open Subtitles | أه, بالمناسبة , كان هناك شرطي سألني الكثير من الأسئلة عندما كنت أبيع التذاكر |
| O köprüde neden bulunduğum hakkında bir sürü soru sordular. | Open Subtitles | لقد كانوا يسألونني أسئلة كثيرة حول سبب تواجدي على الجسر |
| Kafamda bir sürü soru var ve artık mahzende saklayamam onları. | Open Subtitles | لدي أسئلة كثيرة ولم يعد يمكنني حفظها بالملجأ |
| Hâlâ cevaplanmamış bir sürü soru var ve böyle durumlarda, zaman önemli bir faktör olabiliyor. | Open Subtitles | ما زال لدينا أسئلة كثيرة تحتاج لإجابة والوقت قد يكون عاملاً مهماً في هذه الأمور |
| Gerçeği söylemek gerekirse, biri senin hakkında bir sürü soru soruyordu. | Open Subtitles | في الواقع، احدهم سأل الكثير من الاسئلة عنك |
| Kendim de bulabilirim ama o zaman bir sürü insana bir sürü soru sormam gerekir. | Open Subtitles | أستطيع ان اجده بنفسي لكن ربما هذا يعني الكثير من الاسئلة لأناس كثيرين |
| Onlar araştırabilirlerdi bir sürü soru sorabilirlerdi. | Open Subtitles | سيقومون بالتفحص وسيسألون الكثير من الاسئلة |
| - Sonra doktorlardan biri yukarı gelip bana bir sürü soru sordu. | Open Subtitles | إلى الطابق العلوى وطرح على العديد من الأسئلة |
| O ve Koca Jack dün gece bana bir sürü soru sordu. Ben... İyice düşünmeden bir şeyler söyledim sanırım. | Open Subtitles | هي وجاك وجهو الي العديد من الاسئلة ومن الممكن انني اخبرتهم بشىء قبل ما افكر بة |
| Baba, tekrar ve tekrar bir sürü soru soruyorlar bana. | Open Subtitles | أبي، لقد سألوني الكثير من الأسئلة مراراً وتكراراً. |