| Bir sandık bırakın. | Open Subtitles | إترك له صندوق واحد لهذا السبب |
| Bir sandık bırakın. | Open Subtitles | إترك له صندوق واحد لهذا السبب |
| Senin bana göre aptallık seviyenle Bir sandık dolar. | Open Subtitles | بإمكاني مليء صندوق كبير بمجموعة من الأغبياء مثلك |
| Tünelin sonuna geldiniz ve ikiz Bir sandık buldunuz. | Open Subtitles | لقد وصلت لنهاية النفق ووجدت صندوق كبير |
| Yolun sonunda en büyük sihiri barındıran gümüş Bir sandık var. | Open Subtitles | فى نهاية هذا الطريق صندوق من الفضة يحتوى على أعظم سحر |
| Ne gibi? Bir sandık dolusu yeni yapılmış Rembrandt mı geldi? | Open Subtitles | هل وصل صندوق من اعمال ريمباردنت المرسومة حديثا اليكم؟ |
| Belki Bir sandık dolusu DVD oynatıcı da vardır. | Open Subtitles | ربما يوجد صندوق مليء بمشغلات الأقراص هنا |
| - Bu herhangi Bir sandık değil. Bu boyutlar arası bir ulaşım aracı. | Open Subtitles | هذا ليس صندوق قديم فحسب إنما وسيلة للإنتقال عبر البعد |
| Tünelin sonuna geldiniz ve ikiz Bir sandık buldunuz. | Open Subtitles | لقد وصلت لنهاية النفق ووجدت صندوق كبير |
| Büyük Bir sandık geldi. | Open Subtitles | لقد أستلمنا صندوق كبير |
| Ayrıca Bir sandık dolusu şahane ayakkabısı var ki ayağıma gayet güzel uyuyor. | Open Subtitles | ولديه صندوق من الأحذية الرائعة التي تناسبني تماماً |
| İçinde büyük sırlar sakladığına inandığım Bir sandık. | Open Subtitles | أنه صندوق من النوع الذى تحتفظين فية بأسرارك |
| - Buralarda sazdan yapılmış Bir sandık yok mu? | Open Subtitles | هل يوجد صندوق قديم هنا ؟ |