| Avcılar için kolay bir yem ama balon balığının gizli bir silahı var öyle değil mi? | Open Subtitles | فريسة سهلة للمفترسين لكن السمكة المنتفخة لديها سلاح سري، أليس كذلك؟ |
| Pekâlâ, geri dönüyoruz. Rus'un bir silahı var. | Open Subtitles | حسنا ، عودوا ، الروسية لديها سلاح |
| Fakat İngiltere'nin gizli bir silahı var. Onu biliyorlar. | Open Subtitles | لكن (إنجلترا) لديها سلاح سري إنهم يعرفونه |
| Ben buralarda olduğum sürece Kurucu'nun korkunç bir silahı var demektir. | Open Subtitles | طالما أنني موجود، فإن المؤسس لديه سلاح فتاك |
| Nişancının elinde ateş etmek üzere kafama nişan almış bir silahı var. | Open Subtitles | القناص كان لديه مسدس يوجهه الي رأسي, علي و شك اطلاق النار علي |
| bir silahı var | Open Subtitles | إنه يحمل مسدس |
| Onun bir silahı var! | Open Subtitles | عنده مسدس |
| Son çare bir silahı var. | Open Subtitles | لديها سلاح الملاذ الاخير |
| Bu durum Sophie'ye çok anlam ifade ediyor, ve onun bir silahı var. | Open Subtitles | هذا من أجل (صوفى),هذا يعنى الكثير لها وهى لديها سلاح |
| Dikkatli ol. Gizli bir silahı var. | Open Subtitles | - كُن حذرًا، لديها سلاح مُخبأ |
| Lanet bir silahı var! | Open Subtitles | لديها سلاح |
| Neyse ki bizim takımımızın da gizli bir silahı var. | Open Subtitles | لحسن الحظ، فريقنا لديه سلاح سري يخصه |
| John bunu planlıyor. bir silahı var. | Open Subtitles | جون يخطط لعمل ذلك لديه سلاح |
| Üvey babası. - O bir terörist ve bir silahı var. | Open Subtitles | أقصد هو إرهابي و لديه سلاح |
| Ah, Patty, çok iyiydi! Senin erkek arkadaşının bir silahı var, benim kocamın bir silahı var. | Open Subtitles | أنت مضحك يا باتي ،حبيبك لديه مسدس .وزوجي لديه كذلك |
| Hayır, babamın bir silahı var. | Open Subtitles | لا ابي كان لديه مسدس |
| bir silahı var. | Open Subtitles | أنتبهوا لديه مسدس. ! |
| bir silahı var! | Open Subtitles | إنه يحمل مسدس! |