| Yok, bir tane vardı. | Open Subtitles | لا، لم يكن هناك سوى واحدة. | 
| Yok, bir tane vardı. | Open Subtitles | لا، لم يكن هناك سوى واحدة. | 
| Çocukken bunlardan bir tane vardı. | Open Subtitles | كانت لديّ واحدة من هذه عندما كنتُ طفلاً. | 
| Pedikür salonunda yanımda bir tane vardı, ama sonra... sonra gidip ağda yaptırdım yani ben | Open Subtitles | كانت لديّ واحدة عندما كنت لدى صالون تقليم الأظافر... وبعد ذلك، بالطبع، ذهبت... إلى التشميع وإلى سرير السمرة | 
| Uzun zaman önce babam burada çalışırken annemin de buna benzer bir tane vardı. | Open Subtitles | كان لديها واحد مثله عندما عمل والدي هنا منذ زمن طويل | 
| Annemin de zamanında böyle bir tane vardı. | Open Subtitles | أمي كان لديها واحد بنفس الشكل | 
| Çocukken buna benzer bir tane vardı. Bundan biraz daha büyüktü. | Open Subtitles | كان لدي واحدة كهذه عندما كنت صغيراً أكبر من هذه بقليل | 
| - Benim de bir tane vardı. Jenks, Oklahoma'dan.. | Open Subtitles | كانت لديّ واحدة ايضاً (سوزان واكر) | 
| O aynasız gelene kadar bir tane vardı. | Open Subtitles | لقد كان لدي واحدة فعلا حتى ظهر هذا الشرطي | 
| Benim de bir tane vardı, çalıştırıp yola koyulduğun an yarım depo benzin biter. | Open Subtitles | اوه لقد كان لدي واحدة كهذه اذا اطلقت عليها النار ستخرج عن المسار و خزان الوقود نصف مملوء |