| Cesar ve ben New York Time dergisine bunun nasıl çalıştığını anlatan bir yazı yazmaya çalıştık. | TED | سيزار و أنا .. حاولنا ان تكتب مقالة في مجلة نيويورك تايمز لكي نحاول ان نفسر هذا الرسم البياني | 
| Başka bilgiler getiren iki açılır pencere ve son olarak orjinal yazıya link içeren bir yazı var. | TED | وهناك نافذتين منبثقتين تظهران لك معلومات أخرى وهناك مقالة مع رابط يحولك الى المقالة الأصلية | 
| B. Davis dergisinde bir yazı okuyordum ve sonra kötü bir rüya gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت اقرا مقال فى مجلة بى ديفيز ولقد حصلت على حلم سىء | 
| Bakım evinden kaçan bir çocuk olduğunla ilgili bir yazı okudum. | Open Subtitles | وقرأت مقالاً أجريته، عن هروبك من متبنيك وأنت طفل. | 
| O bisikletlerin testislere çok zarar verdiğine dair bir yazı okumuştum. | Open Subtitles | لقد قرأت مقاله ذكر فيها هذه الدرجات بالتأكيد تعمل على العبث على الخصيتين | 
| Geçen olaylarla ilgili bir yazı hazırlıyoruz. | Open Subtitles | باختصار سننشر مقالا يؤكد الحقائق التي ذكرت في هذا التقرير | 
| O, bu dosyanın onun geleceğini ve toplumunu nasıl etkileyeceğini ortaya koyan bir yazı yazdı. | TED | وكتب مقالة حول تأثير هذه القضية على مستقبله وعلى المجتمع. | 
| Bir sene önce, yorulmak bilmeyen ve gözüpek bir insan hakları savunucusu, Bryan Stevenson ile ilgili bir yazı okumuştum. | TED | فمنذ سنة، قرأت مقالة عن زعيم شجاع للحقوق المدنية لا يكل ولا يمل اسمه برايان ستيفينسون | 
| Bu akşam gelip bir yazı yazmaya daha ikna oldu. | Open Subtitles | وافق على القدوم الليلة وكتابة مقالة أخرى | 
| O bölümdeki son paragraf, bana ait bir yazı değil ifademe sonradan eklenmiş! | Open Subtitles | لكن هل نجحوا ؟ تتذكروا بأنه هناك 928 مقالة | 
| Belki de Mısırlı sokak çocuklarıyla ilgili bir yazı yazarım. | Open Subtitles | في الحقيقة انا اكتب مقال عن اطفال الشوارع في مصر | 
| Elimdeki Esquire dergisinde sen ve diğer ajanlarla ilgili bir yazı var. | Open Subtitles | لديّ مقال مهم في اسكواير عنكَ وعن العملاء الباقين. | 
| Hükümeti eleştiren bir yazı yazdığı için öldürüldü. | Open Subtitles | لقد كتبَ مقالاً إنتقادياً للحكومة، فقامتْ بقتله. | 
| Bu konuda da bir yazı yayınlayabilirim. | Open Subtitles | كنتُ أفكّر أنّه يُمكن أن يكون مقالاً آخر. | 
| AmericanNews'te kovulmak üzere olduğunu iddia eden bir yazı var. | Open Subtitles | هناك مقاله في صحيفه امريكا نيوز انك انطردتي من شركة المحاماه | 
| Gazetede bunun hakkında bir yazı okuduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر أني قرأت مقالا حول ما حصل في الجريدة | 
| Uh, emin değilim. Bu kaidede hiç bir yazı yok. | Open Subtitles | لا يمكننى التأكد من شئ كهذا لا توجد أية كتابات على قاعدتها | 
| O çalıştıkça, metinin arkasında, küçücük Yunanca bir yazı belirmeye başladı. | TED | وبينما كان يعمل، بدأت كتابة يونانية دقيقه تظهر من وراء النص. | 
| Koç, Teksaslı efsane futbolcularla ilgili bir yazı hazırlıyorum ve siz de bir efsanesiniz. | Open Subtitles | المدرب، وأنا أكتب قصة عن لاعبي كرة القدم الأسطوري تكساس، وأنت أسطورة نفسك. | 
| Reddick/Boseman avukatlarından biri hakkında bir yazı. | Open Subtitles | هذه المقالة عن أحد محامين شركة ريديك بوسمان | 
| Hayran oldukları kişi hakkında kompozisyon yazmalarını istedim, ve kızınız hakkında nefis bir yazı yazdı. | Open Subtitles | كَانَ لدي صفُ يَكْتبُ مقالةً عن المحترمين جداً وقد كتب ورقة رائعة بحق ابنتك | 
| Ve arkasında bir yazı var. | Open Subtitles | ويوجد عليها نقش في الخلف. | 
| Söylemediyse bile Kutu'nun üstünde bir yazı var: | Open Subtitles | حتي وإن كان صادقاً ، فالصندوق هناك نقش عليه | 
| Duvarda bir yazı var, hemen ileride. | Open Subtitles | لقد كتب شيئاً علي الحائط هناك | 
| Böylece lanet olası bir yazı tura oyunu oynadık. | Open Subtitles | لذا... لقد اقترعنا بالعملة المعدنية اللعينة. | 
| Üzerinde beyaz bir yazı vardı. Üzerinde onun adı vardı: | Open Subtitles | و كان عليها تطريز بسيط بالأبيض يحمل اسمها |