- Uzun bir yolculuk ve küçük bir zaferdi, Majesteleri. | Open Subtitles | ؟ لقد كانت رحلة طويلة ياصاحب الفخامة, وآلت ببعض النتائج |
Tuhaf bir yolculuk ve tuhaf bir hikaye, halifem. | Open Subtitles | أوه , رحلة غريبة وقصه غريبه ايضا , أيها الخليفه |
Onları buraya nasıl getirebiliriz ki? Bir yarışma kazanmış olsunlar... Ney York'a bir yolculuk ve TGS'e biletler. | Open Subtitles | نجعلهم يفوزون في مسابقة رحلة الى نيو يورك |
Kızı evinden almışlar önce bir arabaya sonra da bir karavana kısa bir yolculuk ve sonra ağaçlık bir bölgeye gitmişlier. | Open Subtitles | لقد أخذوها من منزلها في سيارة ثم الى مقطورة رحلة قصيرة على الطريق |
Artık bir amacım vardı, bir yolculuk ve en iyiside bunu beraber yapacağım birisi vardı. | Open Subtitles | كان عندي هدف، رحلة. و الأفضل من هذا، شخص يشاركني هدفي. |
- Uzun bir yolculuk ve küçük bir zaferdi, Majesteleri. | Open Subtitles | لقد كانت رحلة طويلة ياصاحب الفخامة, وآلت ببعض النتائج |
2 saatlik bir yolculuk ve paranın hepsi senin olacak. | Open Subtitles | ومن ساعتين رحلة المال سوف يكون كل شيء لك. |
Bu 30 yaş olgunluğumda, o korkunç ama güzel dönemde büyümenin ne demek olduğunu çok düşündüm. Sonunda, benim için gerçek bir yolculuk ve çelişki olduğuna karar verdim. | TED | في هذه المرحلة .. مرحلة الثلاثينات بت افكر .. اكثر عما يعني ان ينمو الانسان في تلك الفترة الرائعة\الصعبة وقررت .. من أجل نفسي انها كانت رحلة مميزة.. تحمل مفارقات متناقضة |
Başkasının hayatının bilinmeyenine bir yolculuktur. Sizi ummayacağınız yerlere götürebilen bir keşif, bir yolculuk ve özellikle, eğer benim gibi agnostik bir Museviyseniz ve hayatını keşfettiğiniz kişi Muhammed'se nerede olduğunuza hala inanamayabilirsiniz. | TED | إنها رحلة في أرض غريبة لحياة شخصا آخر رحلة، اكتشاف يأخذك إلى أماكن لم تحلم بالذهاب إليها وتظل غير مصدق أنك كنت هناك وخصوصا إذا، كنت مثلي، يهودية لاأدرًية والحياة التي تستكشفها هي حياة محمد. |
Bu, ulusal ve küresel bir müdafaaya doğru bir yolculuk ve dünyadaki en sıra dışı insanlarla bir araya gelmek demekti. | TED | وشمل ذلك رحلة دعم وطنية وعالمية ومقابلة بعض من أكثر الناس النوابغ والخارقين في العالم . |
Hâlâ kendimi tanımaya çalışıyorum. Bu hayat boyu süren bir yolculuk ve büyük ihtimalle tüm cevaplara ulaşamayacağım. Ama bu yolculukta birkaç sıradışı şey öğrendim. | TED | ينبغي أن اعرف نفسي أكثر. إنها رحلة عمر بأكمله،ومن الممكن أن لا أحمل الاجوبة على الأسئلة جميعها، لكنني تعلمت أموراً عجيبة في رحلتي هذه. |
Bu bir yolculuk ve biz bu yolculuğa başladık bile. | TED | هي رحلة لكننا قمنا بالشروع بها. |
Uzun bir yolculuk ve yanımda bir arkadaşın olmasından hoşlanırım. | Open Subtitles | إنها رحلة طويلة أنا أحب الرفقة |
Güveni bir yolculuk ve eve tez dönmen için. | Open Subtitles | لأجل رحلة آمنة وعودة سريعة للمنزل |
Poe, Güney Kutbu'na bir yolculuk ve astrofizik üzerine bir inceleme hakkında macera romanı bile yazdı, editör olarak çalışırken yüzlerce sayfa kitap eleştirisi ve edebi teori üretiyordu. | TED | إن "بو" كتب حتى رواية مغامراتية عن رحلة بحرية إلى القطب الجنوبي وبحثًا في الفيزياء الفلكية، كل ذلك أثناء عمله كمحرر، يُخرِج مئات الصفحات في مراجعات الكتب ودراسة نظرية الأدب. |
-Harika bir yolculuk ve bu yolda... | Open Subtitles | أي رحلة عظيمة، وعلى طول هذا الطريقِ... |