| Bu benim birine aşık olmamı mı sağlayacak? | Open Subtitles | هل هذا سيجعلني أقع في الحب مع شخص جديد ؟ |
| Kendimden daha büyük birine aşık olamaz mıyım? | Open Subtitles | ألا أستطيع أن أقع في الحب مع شخص أكبرمني سناً ؟ |
| Benim aptallığım, benim gibi birine aşık olabileceğini düşündüm... | Open Subtitles | كم هو سخيف مني، أن أعتقد بأنه من الممكن أن تقعي في حب شخص مثلي |
| Sonra Starbucks'ın tekinde gitti birine aşık oldu. | Open Subtitles | ثم وقع في حب اخرى في "ستاربوكس"ـ |
| Yollarımızı ayırdık. Aslında, beni terk etti. Başka birine âşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لا، لقد افترقنا في الحقيقة لقد تركتني و قالت لي أنها تحب شخص آخر |
| Ona başka birine aşık olduğumu söylemem gerekiyordu beraber görevde olduğumuz birine. | Open Subtitles | توجب علي إخباره أنني قد وقعت في حب شخص آخر، شخص في المهمة |
| Geçmişte Alman birine âşık olan asıl sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التى وقعتى فى حب ألمانى. |
| birine aşık olduğun tam anı anlamak zordur. | Open Subtitles | من الصعب ان تعرف تماماً اللحظة التي تقع في حب شخصاً ما من الصعب ان تعرف تماماً اللحظة التي تقع في حب شخصاً ما |
| Her neyse, ben asla tanımadığım birine aşık olmayacağım. | Open Subtitles | لا، ليسا بنفس الشيء على أي حال لن أقع أبداً بحب شخص لا أعرفه |
| Daha önce de söyledim, şişman birine aşık olamam. | Open Subtitles | ،أخبرتُكَ بهذا عندما قابلتك أنني لا أستطيع الوقوع في غرام شخص بدين |
| Başka birine aşık olmanı izlemek zorunda değilim. Ama yalnız kalmanı istemiyorum. | Open Subtitles | عدم رؤيتك تقع في الحب مع شخص اخر لكنني لا اريدك ان تبقى وحيداً |
| Tıpkı eskiden senin gibi birine aşık olma düşüncesi gibi. | Open Subtitles | تماما كما كان هناك وقت في حياتي حين كانت فكرة الوقوع في الحب مع شخص مثلك |
| birine aşık olup aile kuruyorsun... | Open Subtitles | تقع في الحب مع شخص ما ثم تكون الأسره |
| Bebeğim, benim gibi birine aşık olmak istemezsin. | Open Subtitles | عزيزتي صدقيني أنت لا تريدين الوقوع في حب شخص مثلي |
| Aslına bakarsan nişanlı birine aşık olmak suç değil. | Open Subtitles | في الحقيقة الوقوع في حب شخص مخطوب ليس جُرماً |
| Sonra Starbucks'ın tekinde gitti birine aşık oldu. | Open Subtitles | ثم وقع في حب اخرى في "ستاربوكس"ـ |
| Başka birine âşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت لي أنها تحب شخص آخر |
| Senin gibi adi birine aşık olduğuma inanamıyorum! | Open Subtitles | لا أصدق أنني وقعت في حب أحمق مثلك |
| İçlerinden herhangi birine âşık oldun mu? | Open Subtitles | هل وقعتى فى حب أحدهم |
| Düşündüm ki birine aşık olduğun zaman bunlar olur. | Open Subtitles | فكرت أن هذا ما يحدث عندما تقع في حب امرأة ما |
| Ne zaman birine aşık olsan mutlaka onun bir kusuru oluyor. | Open Subtitles | وعندما تقعين بحب شخص ما.. هنالك دائماً خطبٌ ما به |
| Seninle tanıştığımda söylediğim gibi, şişman birine aşık olamam. | Open Subtitles | أخبرتُكَ بهذا عندما قابلتك أنني لا أستطيع الوقوع في غرام شخص بدين |