"birleştiriyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يجمع
• يدمج
• يوحدنا

Tek bir şey, öğrendiğim depresyon ve anksiyete sebeplerini birleştiriyor.
وهناك أمر واحد يجمع بين كثير من مسببات الاكتئاب والقلق التي تعرفت عليها؛

...ve sanki o zevk anında, bu doğa çocuğu, özgürlüğünü kaybetme düşüncesini atlatmak için, iki nimeti birleştiriyor gibi oluyor:
كما لو أن طفل الطبيعة هذا ينشد ان يجمع ونعم العيش الحر الذي فقده

Radar ve kızılötesi detektörleri uçakta bulunan bir düşünce kontrollü cephaneyle birleştiriyor.
إنه يجمع ما بين رادار ومعدات للإستشعار بالأشعة تحت الحمراء مع ترسانة ذكية موجهة على متن طائرة

iPhone'unuz donanım ile yazılımı birleştiriyor.
فهو يدمج الأجزاء الصلبة بالبرمجيات.

Rivera, radikal İslamcılar'la güçlerini birleştiriyor.
ان "ريفيرا" يدمج قواته مع اصوليين اسلاميين

Bizi ayıran her neyse bu küçük unsur hepimizi birleştiriyor.
مهما كان ما يفرقنا، فذلك الأمر يوحدنا

Öğeleri birleştiriyor ve kurbanları gerçekten incitmek istediği kadın haline getiriyor.
انه يجمع بين العناصر يحول العاهرات الى ما يريد ان يؤذيها بحق

Küçük dal parçalarını birleştiriyor
بينما يجمع قطعه قش بين الاغصان

Parçaları birleştiriyor ama senin peşinde Tony, benim değil.
إنه يجمع كل يوم لكنك من يلاحقه ليس أنا

Fit, küçük sınıf aile arabasının verimliliğiyle hayattaki engelleri aşabilen çok yönlülüğünü birleştiriyor.
يجمع فعالية السيارة الصغيره "Fit" موديل و تعدد الجوانب لتحمل ما ترميه الحياة بإتجاهك

Parçaları birleştiriyor olabilir.
أم أنّه يجمع قطع الأحجية

Ekibim şu anda bunları birleştiriyor.
فريقي بدأ يجمع الأدلة الآن

İki tutkumu birleştiriyor;
يجمع عواطفي:

Aile tapınaklarını birleştiriyor.
. إنه يدمج شواهد العائلتين

WH: Tamamen yüzde 50-50 olan -- yani %50 Demokrat %50 Cumhuriyetçi olan -- benimki bir bölgeyi taramak bana göre açıkça bizi ayırmaktan çok bizi birleştiriyor.
و.هـ: في مقاطعة مثل دائرتي، والتي هي بالفعل 50-50، 50% ديموقراطيين، و50% جمهوريين، كان ذلك واضحًا جليًا لي بأن ذلك يوحدنا أكثر بكثير من كونه يفرقنا.

Acısı bizi birleştiriyor.
ألمها يوحدنا