ويكيبيديا

    "birlikte çalışan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يعمل مع
        
    • يعملون معا
        
    • التي تعمل معاً
        
    • يعملون مع
        
    Bay Parça Meyveli dedikleri ise meğer hastalıklı sevgilisiyle birlikte çalışan biriymiş. Open Subtitles والرجل الذي يدعونه بسيد "روكي رود" اتضح كونه شابًا يعمل مع خليلته.
    Babanla birlikte çalışan aynı kişi. Seni tutsak eden adam Claire. Open Subtitles شخص يعمل مع والدكِ جنباً لجنب الرجل الذي سجنكِ يا (كلير)
    Genişletilmiş AMBE, uyumlu bir Afrika kurumu olacaktır, mezunları kıtada barış ve ilerleme için birlikte çalışan, güçlü bir yapı oluşturacaktır. TED آيمز الممتد سيكون مؤسسة تماسك لكل الإفريقيين و خريجوها سيشكلون شبكة قوية يعملون معا للسلام و التقدم لكل القاره
    Şimdi, siz Web 2.0 kullanıcıları beni anlayabiliyorsunuz, ama bazılarınız, son cümleme fransız kalmış olabilir. Kısaca diyorum ki, Dünya Tanığı projesinin online kısmı, birlikte çalışan kullanıcılar tarafından oluşturulacak. TED الآن, شباب الشبكة 2.0 و الحضور يعرفون عماذا أتحدث، لكن بالنسبة للذين قد تبدو لهم الجلمة الأخيرة غير مفهومة، فإنني ببساطة أعني ما يلي : أن الجزء المطروح على الإنترنت من مشروع " شاهد على الأرض" سيكون من إنجاز مستعملين يعملون معا و بشكل متفتح.
    Böylece uzun süre birlikte çalışan ekipler daha iyi hâle gelir, çünkü gerçek samimiyet ve açık sözlülük için gereken güvenin gelişmesi zaman alır. TED إذاً الفرق التي تعمل معاً لوقت أطول تتحسن، لأنها تأخذ وقت لتطوير الثقة التي تحتاجها للصراحة و الانفتاح الحقيقي.
    'Bu uçak sizi güvenle uçurmak için birlikte çalışan yüz binlerce küçük parçaya sahip' Kendinizi emin hissettirmiyor mu? TED تقول: " هذه الطائرة تحتوي على مئات الآلاف من الأجزاء الصغيرة التي تعمل معاً لتجعل رحلتك آمنة." ألا يجعلك ذلك تشعر بالأمان ؟"
    Gerçek dünyada işbirliği yapan insanlar vardır; birlikte çalışan insanlar vardır. Ve çok farklı ekranlarımız var. TED إذاً في العالم الحقيقي، لدينا أناس يتعاونون. لدينا ناس يعملون مع بعضهم البعض. ولدينا الكثير من الشاشات المختلفة.
    İçeriden bir hemşire ve kliniğin sahibiyle birlikte çalışan bir heriften reçeteli ilaç alıyordu. Open Subtitles كان شراء prescrips من بعض البر والمزيون كان يعمل مع ممرضة داخل الشخص الذي يدير العيادة.
    Adam az önce bana içerde Saunders'la birlikte çalışan birileri olduğunu düşündüğünü söyledi. Open Subtitles تعتقد أن أحداً من الداخل يعمل مع (ساندرز)؟
    Hayır, Leslie ile birlikte çalışan Jerry. Open Subtitles لا، (جيري) الذي يعمل مع (ليزلي).
    Samaritan ajanlarıyla birlikte çalışan türden biri. Open Subtitles النوع الذي يعمل مع وكلاء (السامري)
    Kazanmak için birlikte çalışan farklı oyuncular. Open Subtitles لاعبيين مختلفين يعملون مع بعضهم البعض للفوز
    Bu büyük felaketlerin her birinde — 2004 yılındaki tsunamide 250.000 ölü, 2005 yılındaki Pakistan Keşmir depreminde 85.000 ölü, Haiti depreminde yaklaşık 300.000 ölü, son olarak Japonya'yı ve nükleer endüstrisini vuran korkunç tsunami karışımı deprem, tüm bunlarda uluslararası aktörler ile güvenlik kuvvetleri ile birlikte çalışan kurumlararası, özel-kamu işbirliğinin ortak çalışmasını görüyoruz. TED فى أى واحدة من هذه الكوارث الكبيرة - التسونامى فى 2004، قُتل 250,000 شخص، وزلزال كشمير فى باكستان،2005، قُتل فيه 85,000 وزلزال هاييتى، قٌتل فيه حوالى 300,000 شخص، ومؤخرا الخليط الفظيع بين الزلزال و التسونامى والذى ضرب اليابان و منشآتها النووية - فى جميع هذه الحالات، رأينا الشراكة بين الممثلين العالميين، والوكالات والعامة من الناس يعملون مع القوى الأمنية من أجل الإستجابة لهذا النوع من الكوارث.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد