| Bu heralde iyi de bir şey, çünkü yapsaydın... ne kadar alçak, rezil... ve Boktan bir anne olduğunu anlardın. | Open Subtitles | انها ربما شيء جيد، أيضا، 'سبب إذا فعلت ... كنت أدرك ما رديء ... ملعون، غزر الحمار الأم أنت. | 
| İşte böyle Boktan bir hayatım var! | Open Subtitles | هذا قدر الخراب الذي أنا فيه! | 
| Bu yüzden Boktan bir durumdayız Vincent. | Open Subtitles | هذا ما جعلنا فى عالم لعين يا " فينسنت " | 
| Boktan bir hayata ilk adim. | Open Subtitles | يعمل بمتجر كتب | 
| - Elbette. Öküz gibi ve Boktan bir herif. | Open Subtitles | بالتأكيد, انه مليء بالهراء. | 
| Neden bana böyle Boktan bir şey söylüyorsun? | Open Subtitles | حتى أنك لا تعرف ما أنت تتحدث عنه. لماذا كنت أقول شيئا غزر جدا بالنسبة لي؟ | 
| Burası Boktan bir iş yeri, sen de öküzün tekisin! | Open Subtitles | هذا عمل تافه وانت حقير | 
| - Hayır, Boktan bir yer, ama seni alırlar. Sokağın Filistin tarafına düşüyor. | Open Subtitles | انه سيءٌ للغّايه, لكنهم سيقبلوكَ, انه من الجّانب الفلسْطينى من الشّارع | 
| Sadece Boktan bir dünyada onlara masum deyip yoluna devam edersin. | Open Subtitles | فى عالم بمثل هذه الحقاره 000 هل تستطيع أن تقول أنهم كانوا أبرياء وتحتفظ بوجهك مستقيما | 
| Mutlaka ta dibine kadar sok ki geri kalanın da kıçının içine kadar sağ elini izlesin ki ne kadar Boktan bir adam olduğunu gör Raylan. | Open Subtitles | وتأكد أن تفعلها بطريقة أن يبقى بقية جسدك تتبع يدك حتى مؤخرتك | 
| Şu çaldığın kredi kartı özeti beni Boston'un dışında Boktan bir otele getirdi. | Open Subtitles | كشف البطاقة الائتمانية الذي تلصصتَ عليه قادني إلى نُزُل رديء على مشارف (بوسطن). | 
| Ama bazen Christian sadece Boktan bir tercihle kabul edilemez bir tercih olur. | Open Subtitles | لكن أحياناً يا (كريستيان) يكون هناك خيار رديء وآخر غير مقبول فحسب | 
| Benim gibi Boktan bir kardeş olsa bile mi? | Open Subtitles | -حتّى اخ رديء مثلي؟ | 
| İşte böyle Boktan bir hayatım var! | Open Subtitles | هذا قدر الخراب الذي أنا فيه! | 
| Bu yüzden Boktan bir durumdayız Vincent. | Open Subtitles | هذا ما جعلنا فى عالم لعين يا " فينسنت " | 
| Ne Boktan bir yer burası böyle. | Open Subtitles | يا لهُ من عالم لعين | 
| Boktan bir hayata ilk adım. | Open Subtitles | يعمل بمتجر كتب | 
| - Elbette. Öküz gibi ve Boktan bir herif. | Open Subtitles | بالتأكيد, انه مليء بالهراء. | 
| McDonald's'ta Boktan bir işte çalışmak yerine yazmaya odaklanalım diye bize para ödüyor. | Open Subtitles | هو يدفع لنا للكتابة حتى نستطيع أن نركز عليها (بدلاً من عمل تافه عند (ماكدونالدز | 
| - Hayır, Boktan bir yer, ama seni alırlar. Sokağın Filistin tarafına düşüyor. | Open Subtitles | انه سيءٌ للغّايه, لكنهم سيقبلوكَ, انه من الجّانب الفلسْطينى من الشّارع | 
| Sadece Boktan bir dünyada onlara masum deyip yoluna devam edersin. | Open Subtitles | فى عالم بمثل هذه الحقاره هل تستطيع أن تقول أنهم كانوا أبرياء وتحتفظ بوجهك مستقيما | 
| Mutlaka ta dibine kadar sok ki geri kalanın da kıçının içine kadar sağ elini izlesin ki ne kadar Boktan bir adam olduğunu gör Raylan. | Open Subtitles | وتأكد أن تفعلها بطريقة أن يبقى بقية جسدك تتبع يدك حتى مؤخرتك |