| Evet, bu silah ve bombalarla bizim için epey zor olacak. | Open Subtitles | أجل، سيكون شاقاً لنا بهذه البنادق و القنابل | 
| Bu bombalarla nasıl yersin? Bombalar patlıyor? | Open Subtitles | كيف تستطيع مع كل هذه القنابل والتفجيرات؟ | 
| Güvenlik satın alınamaz, bombalarla sağlanamaz. | TED | لا يمكن شراؤه، أو ترتيبه أو صنعه بالقنابل. | 
| Gündüz vardiyasindan bir kaç adam onları bir kaç... hafta önceki bombalarla karşılaştıracaktı. | Open Subtitles | بعض الناس من النوبة النهارية كانوا سيقارنوهم بالقنابل التي وجدت قبل أسابيع | 
| Ama bu bina, içindeki herkesi ve kanıtları yok edebilmek için bombalarla sarılı. | Open Subtitles | لكن هذا المبنى يحتوي على قنابل وضعت بداخله لتدمير أي و كل دليل | 
| Bu adamlar bombalarla ilgili bizim bilmediğimiz bir şey biliyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يعرفون شيئاً لا نعرفه عن التفجيرات | 
| Bunları bir kaç hafta önceki kundakçılık vakasındaki. bombalarla karşılaştıracağım. Hangisinin hangisi olduğunu nerden biliyorsunuz? | Open Subtitles | وأقارنها بقنابل الصودا من حادثة أحتراق قبل أسابيع | 
| Seni bombalarla beraber her yukarı gönderdiğimde sonuçları düşünmediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن بأنني لا أفكر في العواقب في كل مرّة أرسلكم بها في مهمة والقنابل مربوطة بمؤخراتكم؟ | 
| İçi yağ dolu bombalarla, eritilmiş metalle ve zehirli kimyasallarla karşılık vermişlerdi. | Open Subtitles | ردوا بملئ القنابل . . بالنفط الخام ، و المعدن السائل | 
| Ve de ev yapımı bombalarla alakalı bir kitap serisi vardı. | Open Subtitles | ومجموعة كتب كاملة عن صنع القنابل اليدوية للمباني. | 
| bombalarla dolu bir tarlada sekiyorsun ve onların papatya olduğunu zannediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تتقافزين في حقلٍ ملؤه القنابل وتظنين أنها أزهار الأقحوان | 
| etrafı bombalarla çevrelenmiş halde bir salonun içinde tutuluyorlar. | Open Subtitles | هناك 42 رهينة، 36 منهم محتجزون في الردهة مع القنابل. | 
| bombalarla ilgili yazılara şöyle bir gözatıyordum da karşıma üç farklı bomba tasarımı çıktı. | Open Subtitles | يمكنني المساعدة كنت أقوم ببعض القراءة الخفيفة عن القنابل وهناك 3 نماذج مختلفة توصلت لها | 
| Bu evin duşundaki dünyayı bombalarla, diplomasiyle... hatta sevgiyle bile kontrol edemiyoruz. | Open Subtitles | , العالم خارج هذا المنزل , لا يمكننا التحكم به ليس بالقنابل أو بالدبلوماسية أو بالحب | 
| Nükleer bombalarla onlara saldırmayacağımızı çünkü dost olmak isteyebileceklerini söylediler. | Open Subtitles | و قالوا لنا أننا لن نهاجمهم بالقنابل الذرية لأنهم ربما كانوا يريدون أن يصبحوا أصدقاءنا | 
| "Tanrı'ya ulaşmak için, Dünya silahlarla ve bombalarla,... | Open Subtitles | لسفينة الفضاء الإلهية، الأرض.. بالقنابل والسلاح | 
| Dostlarını bombalarla havaya uçurdun. | Open Subtitles | لأنك فجرت حلفائك بالقنابل قنابل؟ | 
| CIA, onları nükleer bombalarla beraber yakalamış ama Eli bir şekilde kaçmayı başarmış. | Open Subtitles | قبض عليهم يبيعون حقيبة قنابل نووية بواسطة مركز المخابرات المركزية لكن ايلاي هرب بعيدا حسنا ، أعتقد أننا نعلم | 
| 2008'e kadar beş farklı şirketi nitrik bombalarla başarıyla patlattım. | Open Subtitles | في 2008, نجحت في تفجير قنابل مصنوعة من النترات في خمسة شركات مختلفة نترات: ملح حامض النتريك, نترات الصوديوم | 
| Biz onu bulmak için uğraşırken, bombalarla ilgili pazarlık yapmak istiyorsa buyursun gelsin. | Open Subtitles | إنْقلتله أننانتفاوض.. لكي يسمح بتوقف التفجيرات ريثما نعثر عليه عندها مرحباً بك! | 
| Walid'in kulağına bombalarla ilgili laflar gelmiş. | Open Subtitles | وليد) سمع بعض الأحاديث بخصوص التفجيرات) | 
| Tüm bunların, nükleer bombalarla alakalı olduğunu söylememiştin. | Open Subtitles | لم تخبرنى أن الأمر يتعلق بقنابل نووية | 
| Beni birçok kişi öldürmek istedi.. Oklarla, kurşunlarla, bombalarla... | Open Subtitles | الكثيرون حاولوا قتلي بالعصيّ ، والرصاص ، والقنابل |