| Miranda eve vardığında, dairesi bomboştu. | Open Subtitles | وصل ميراندا المنزل في وقت لاحق إلى شقة فارغة. |
| Evet. Bir tanesine katıldım bile. Salon bomboştu. | Open Subtitles | نعم ذهبت إلى واحدة من صالات الرقص وكانت فارغة |
| Cevap kağıdını gördüm. Resmen bomboştu. | Open Subtitles | لقد رأيت صفحة أجوبتك لقد كانت فارغة عمليا |
| Bir şey olduğundan haberim bile yoktu. Eve geldim, bomboştu. | Open Subtitles | لم يكن لدى فكره عما يجرى عدت للمنزل و كان المنزل خاليا |
| Ben de taktik değiştirmiştim ertesi sabah uyandığında odan bomboştu. | Open Subtitles | لذا غيّرت الأسلوب، وفي الصباح التالي حين صحوت، فإذا بغرفتك خاوية |
| Cheong burada yokken buzdolabımız ağzına kadar doluydu, ama kalbim bomboştu. | Open Subtitles | خلال الوقت الذي لم تكن تشيونغ هنا الثلاجة كانت مُمتلئة ولكن قلبي كان فارغاً تماماً |
| bomboştu. Konuşacak bir ruh bile yoktu. | Open Subtitles | لقد كان فارغا لم يكن هناك أحد لأتحدث معه |
| Az evvel burada duruyordu, ölmek istercesine bomboştu ve hiçbir şeydi. | Open Subtitles | كانت تقف هناك فارغة كما لو أنها أرادت الموت |
| Sınav kağıdın bomboştu. Seni sınıfta bırakmalı mıyım? | Open Subtitles | ورقت إختبارك كانت فارغة أتريدي أن أرسبكِ ؟ |
| Sokaklar bomboştu ve soğuk bir hava hâkimdi. | Open Subtitles | وكانت الشوارع فارغة مع قرصه من الهواء المثلج |
| Nöbetten geri döndüğümde Redwood'daki dairemiz bomboştu. | Open Subtitles | لقد عدت الى منزلي من هذه الجولة، و شقتنا في ريدوود كانت فارغة. |
| Kadın doğum programına giriş yetkim vardı... ve sayfalar bir yerden sonra bomboştu. | Open Subtitles | ...أذكر حجز إمرأة لموعدها القادم ولاحظت بأن سبعة شهور أمامية كانت فارغة |
| Bu kilise yıllardır bomboştu. | Open Subtitles | هذه الكنيسة وقفت فارغة لسنوات. |
| Bir şey olduğundan haberim bile yoktu. Eve geldim, bomboştu. | Open Subtitles | لم يكن لدى فكره عما يجرى عدت للمنزل و كان المنزل خاليا |
| Tiyatro bıraktığımız gibi bomboştu. | Open Subtitles | كان المكان خاليا عندما تركناه |
| Tiyatro bıraktığımız gibi bomboştu. | Open Subtitles | كان المكان خاليا عندما تركناه |
| Yardım bulmak için kasaba merkezine yürüdüm fakat bomboştu. | Open Subtitles | لقد توجهت ... لقد توجهتُ إلى البلدة للحصول على العون، لكنها خاوية |
| Bir babanın isteyebileceği her şey var sende. Sen gelene kadar hayatım bomboştu. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}أنتَ كلّ ما قد يرجوه أيّ أب وحياتي كانت خاوية إلى أنْ وصلت |
| Ve odası, bomboştu. | Open Subtitles | وكانت غرفتها خاوية تمامًا. |
| Eee, bugün anne ve babayı gördüm ama eve gitmek için dükkanın önünden geçtiğimde, dükkan bomboştu. | Open Subtitles | رأيت "الأم والأب" صباح اليوم، ولكن عندما مررت على المتجر أثناء عودتي، كان المكان فارغاً. |
| Ama çıplak çalılar ve ıslak taşlar haricinde patika bomboştu. | Open Subtitles | لكن الطريق كان فارغا الا من الشجيرات العارية و الأحجار الرطبة |
| ama banka hesabımız bomboştu. | Open Subtitles | لكن حسابنا بالبنك كان فارغًا |