| Havalandırma borularını, elektrik geçiş tünelleri, zemin katları görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن اعرف مكان أنابيب الهواء الانفاق الكهربائيه الآجزاء السفلية | 
| O zamana kadar, komşuların borularını tamir etmeye devam et. | Open Subtitles | و حتى يحدث هذا استمر في إصلاح أنابيب الجيران | 
| Ben sadece motorlarının benzin borularını kestim. | Open Subtitles | ماذا فعلت وودي ؟ قطعت أنابيب الوقود لدراجاتهم | 
| Ultrason ileri düzeyde endometriosis, fallop borularını tıkayan yara dokusu olduğunu gösterdi | Open Subtitles | الموجات فوق الصوتية أظهرت التهاب متقدم في بطانة الرحم و الذي يسد قنوات الرحم | 
| Hareket halinde olmak için posta borularını ve havalandırma bacalarını kullanıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | ويبدو أنه يستخدم قنوات الهواء وأنابيب البريد للتجول. | 
| Havalandırma borularını, şu noktalarda çelik levhalarla kaynak yapıp kapatalım. | Open Subtitles | ونلحم فولاذا فوق هذة الانابيب هنا وهنا وهنا | 
| Bakın beyler, tahliye sisteminin çıkış borularını bu gece incelemeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نفحص مواسير المياه في البحيره الليله | 
| Güle güle. Tesisatçı. Duvarlarımdaki su borularını tamir etmek için 800 dolar istiyor da. | Open Subtitles | إنه أحد السباكين,يُريدني أن أحدفع له 800 دولار لقاء تصليح أنابيب المياة في منزلي | 
| - Kanalizasyon borularını tamir ettirirsen, kokmaz. | Open Subtitles | اصلح أنابيب الصرف الصحي عندها لن يكون نتنًا. | 
| Hidrolik kırılma borularını boş versene. Senle uğraşmak çok keyifli olacak. | Open Subtitles | أنسى أنابيب التصديع المائي سوف تكون ممتعاً للغاية | 
| Bu Rio’ya giden su. İnsanlar her yere su borularını uzatıyorlar, ve şuradaki küçük kulübenin de bir pompası var ve işte insanların yaptıkları şey bu: elektriği çalıyorlar; bir pompa kuruyor, su şebekesinden kaçak su alıyorlar ve suyu kendi evlerine pompalıyorlar. | TED | هذا ماء ذاهب الى ريو، والناس يمررون أنابيب المياه في كل مكان ، وذلك الكوخ الصغير هناك به مضخة، وهذا ما يفعله الناس. يسرقون الكهرباء ، ثم يركبون المضخة ثم يوصلونها مع أنبوب الماء الرئيسي، ويضخون الماء الى منازلهم. | 
| Ablam Cecilia ile aramı asla düzeltemedim çünkü Balham metrosunun üzerindeki gaz ve su borularını tahrip eden bir bomba yüzünden 15 Ekim 1940'ta öldü. | Open Subtitles | ولم أستطع يوماً حل الخلافات مع أختي، (سيسيليا)، لأنها لقيت مصرعها في الخامس عشر من أكتوبر، 1940، بالقنبلة التي فجّرت أنابيب الغاز والمياه فوق محطة (بالهام) | 
| - Tüm soğutma borularını doldurana kadar ürüyorlar. | Open Subtitles | -ستولّد حتى تسد جميع أنابيب التبريد . | 
| - Hava borularını kullanıyor. | Open Subtitles | -انة بستعمل قنوات التهوية | 
| Peki, ne kadar heyecanlı olacak bir düşün büyük şehrin tıkanık borularını açacaksın. | Open Subtitles | حسنا فكر كم سيكون اكثر اثارة ستكون تصرف الانابيب في مدينة كبيرة | 
| Ek binanın borularını değiştirirken bütün tasisatı yenilemeye karar verdik. | Open Subtitles | لقد قررنا تغير الانابيب بشكل كامل وسنقوم با بناء مرافق جديدة ايضآ | 
| Tüm yaptığı su borularını dondurmak, ve yumurta avımı sabote etmek. | Open Subtitles | وجل ما يفعله هو تجميد مواسير المياه والعبث بتوزيعي للبيض! | 
| Tüm yaptığı su borularını dondurmak, ve yumurta avımı sabote etmek. | Open Subtitles | وجل ما يفعله هو تجميد مواسير المياه والعبث بتوزيعي للبيض! |